Yunanlıların iddiasına göre, “Türkiye yayılmacı bir siyaset izlemektedir”, İstanbullu bir Rum olan Kumakis, 24.07.2009 tarihinde “Türk saldırganlığına karşı, Yunan siyasetçiler uyanın! Yunan politikacılar, nihayet Yunanistan’ımız sizin hatalarınızı tekrar ödemeden önce uyanın!” ifadeleriyle Yunan kamuoyuna seslenmekte ve uyarmaktadır.

Aşağıda somut bazı olaylar kimin mütecanis ve yayılmacı siyaset izlediğini apaçık ortaya koyar nitelikteki yalnız birkaç tarihi veri şunlardır:

a) 1931 yılında Yunanistan karasuları 3 deniz mil olduğu halde hava sahasını 10 deniz mile kadar genişletmesi.

b) Yunanistan’ın 1936 yılında karasularını 3 deniz milden 6 deniz mile genişletmesi.

c) 1947 yılında Paris Antlaşması ile Türklerin de yaşadığı Menteşe Adalarının Yunanistan tarafından ele geçirilmesi. Türkiye ile İtalya arasında akdedilen 1912 Uşi Antlaşmasıyla İtalya, Menteşe Adalarını Türkiye’ye iade etmeyi kabul etmiş olmasına rağmen…

ç) 1950’de İstanbul’da düzenlenen Bölgesel Havacılık Konferansı’nda (ICAO) ve 1952 yılında da Paris’te, İstanbul ve Atina FIR’larının sınırlarının Türkiye’nin aleyhine belirlenmesi.

d) Kıbrıs’ı Yunanistan’a dahil etmeye 1930 yılından itibaren çalışması (Enosis). Yunanistan Kıbrıs’la birlikte Akdeniz’in, Adalar Deniz’inin tamamını eline geçirerek, “Yunan gölü” haline getirerek, bölgedeki bütün doğal zenginliklerden tek başına istifade etmek istemektedir.

e) 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesine taraf olan Yunanistan 3. maddeye dayanarak “12 deniz mile kadar karasularını genişletme egemenlik hakkına sahip olduğunu” iddia etmektedir. Türkiye 6 deniz millik karasuları genişliği statüsünün değiştirilmemesini, coğrafyanın buna izin vermediğini ve mevcut statünün Adalar Denizinde korunmasını istemektedir…

f) Mülkiyeti Türklere ait olan 18 adacık Yunan askerlerince işgal edilmesi…

Yunanistan’ın Türklere ait diğer adacıkların da AB fonlarından yararlanarak çeşitli biçimlerde iskana açılarak ve diğer yöntemlerle işgal etme denemeleri. Bütün bunlar ve diğerleri Yunanistan’ın mütecanis ve yayılmacı bir siyaset izlerken, bütün bunlara Türkiye itiraz edip mevcut statü korunsun dediği için mi yayılmacıdır? Yunanistan’ın da bu durumu sanki savunma hakkını kullanıyormuş gibi yaygarayı basması ve meseleyi çarpıtması kabul edilebilir nitelikte değildir.