Denizci Kitaplığı

Türk Denizciliğinin Belleği

İstanbul Boğazı'nda Alev Kapanı - Nassia Yangını - 13 Mart 1994

İstanbul Boğazı'nda Alev Kapanı - Nassia Yangını - 13 Mart 1994

İstanbul Boğazı'nda Alev Kapanı - Nassia Yangını - 13 Mart 1994

Editör: Gökhan Karakaş

Yazar: Ömer Asmalı

Meke Denizcilik, Türkiye Denizcilik Vakfı, Kuzey Sigorta Ortak Yayını

56 Sayfa + 27 Sayfa Ek

Boyut: 15.75 x 20.9

Karton Kapak – Kuşe Kağıt

2024

Kitap Hakkında

KİTABIN ÖYKÜSÜ

Hayatımızda bazı önemli olaylar vardı ki hep hatırlanır. Bu olaylar bazen hayatımızı bazen de ülke veya dünyanın kaderini değiştiren olaylardır. Çanakkale Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, İstanbul’un fethi, Fransız Devrimi gibi. Bazıları ise önemli olsalar da o an için gündemde olurlar sonra unutulup giderler. Unutulmayan olaylar genelde acı iz bırakan olaylardır. 17 Ağustos 1999 Marmara Bölgesi ve 6 Şubat 2023 Güney Doğu Anadolu Bölgesi depremlerinde, binalar gerektiği gibi yapılsaydı ve hiç can kaybı olmasaydı kısaca acımız bu kadar büyük olur muydu? Deprem bu kadar gündemde kalır mıydı?

O zaman şu soru aklımıza gelmez mi, bir olayın hatırlanması için illaki kötü sonuçların mı alınması gerekli? Bu nedenle fazlaca hafızalarda kalmayan Nassia tanker yangını faciasının 30. yılında bu olayın değerlendirilmesinin uygun olacağı gerekçesiyle eksikleri ile birlikte bir doküman hazırlanmasının gerekeceğini düşündüm.

Türk Boğazlan konumu ve stratejik boyutu itibariyle tarih boyunca uğrunda birçok savaşlara neden olmuş ve üzerinde birçok görüşmeler, tartışmalar ve sonucunda anlaşmalar yapılmış bir mahaldir. Türk Boğazları ile ilgili en önemli sözleşme de Türk Boğazlarının hükümranlık tapusu niteliğinde olan Montrö’de imzalanan Türk Boğazlar Sözleşmesi’dir. Bu sözleşme diğer akitleri tarafından da kabul edilince Boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936’da İsviçre’nin Montrö kentinde toplanmıştır ve 20 Temmuz 1936 da imza altına alınmıştır. Tarihten sabittir ki, boğazları kontrol altında tutan her devlet sonunda Karadeniz üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmıştır. Gerçekten de boğazların iki tarafındaki ana topraklara hükmeden devletler, Bizans ve Osmanlı örneklerinde görüldüğü gibi bunu başarmıştır.

Türk Boğazları ile ilgili son yüzyılda ve yakın zamanlarda önemli olaylar yaşanmıştır. 18 Mart 1915 milletimizin zaferi ile sonuçlanan Çanakkale Savaşı zaferi gibi. Bu zafer kazanılmış olmasaydı düşman askerleri İstanbul kapılarında olurdu. Seyit Onbaşı gibi bilinen ve bilinmeyen kahramanlar sayesinde düşmana geçit verilmemişti. Yakın tarihimizde bu sefer İstanbul Boğazı’nda tesadüf eseri Çanakkale Zaferi ile aynı zamana denk gelen 13 Mart 1994 tarihinde başlayıp 18 Mart 1994 tarihinde söndürülen Nassia tankeri yangınıdır. Eğer bu tankere yerinde müdahaleler yapılmasaydı yanan tanker bulunduğu yerden kurtulacak muhtemel bütün tankları yarılacak veya patlayacak yaklaşık 100.000 ton ham petrol denize ve civar mahallere dökülecekti.

Gemi. alev topu şeklinde müdahale edilemez durumda güneye doğru nerede duracağı kestirilemeyecek şekilde sürüklenerek koyda bulunan bütün tekneleri. yalılan ve kısaca boğazın her iki tarafını ve Marmara Denizini tarif edilemez şekilde harabe şekline dönüştürecekti. Dolayısıyla yerel ve uğraksız gemi ticari taşımacılığı haftalarca sekteye uğrayacaktı. Süveyş Kanalında karaya oturan Every Green adlı konteyner gemisinin kanala ve dünya ticaretine verdiği günlük 1 milyar Dolar olarak nitelenen zararı baz alırsak Karadeniz’e tek çıkışı olan İstanbul Boğazı’nın kapanmasına neden olacak böyle bir facia boyutunda bir kaza gerek ülkemizin gerekse dünyanın ekonomisini ve hatta insanların günlük yaşamdan ciddi şekilde etkileyecekti.

ÖĞRENCİMİN BULAMADIĞI KAYNAK BENİ HAREKET GEÇİRDİ

İTÜ Denizcilik Fakültesinde bir öğrenciye Nassia-Ship Broker çalışması ile ilgili ödev vermiştim. Öğrenci yeterli doküman bulamamış benim yönlendirmem ile bir kaç sayfa çıktılar alabilmişti. Böyle büyük bir kazanın bile dokümanının bile bulunamıyor olması denizcilik tarihimiz bakımından düşündürücü bir durumdur. Araştırmam sonucunda olaya şahit olan birkaç kişi ve İstanbul Liman Başkanlığı haricinde kamu kurumları dahil yeterli evrakların olmaması veya kazanın oluş yıl dönümlerinde gündeme getirilmemesi düşündürücü bir durumdur.

İstanbul Boğazı’nın dünyanın en tehlikeli suları olduğunu yerel ve uğraksız seyreden gemilerin çokluğunu sık sık söyler ve duyarız. Bunun yanında bu bölgede onlarca kaza olmuş yüzlerce kaza ramak atlatılmıştır. Bilinen en büyük kaza ki bu dünyada deniz kirliliği faciası yaşatması bakımından ilk 10 içerisine giren 15 Kasım 1979 yılında Kadıköy önlerinde meydana gelen Independenta tankeri ile Evriali kuru yük gemisi çatışmasıdır. Independenta kazasından sonra Haydarpaşa mendireği açığında karaya oturarak üzerinde bulunan 96.000 ton ham petrolün neredeyse tamamı yanmış veya denize dökülmüştür. Yangın ara ara olsa yaklaşık 1 ay sürmüştür ve kendiliğinden sönmüştür. O zaman ki imkanlar ile maalesef kazaya ciddi ve etkili müdahale edilememiş yangın yakıtın bitmesi ve hava şartlarının etkisiyle kendi sönmüştür. Bununla ilgili çok büyük çevre kirliliği oluşmuş bu konuda Prof. Bayram Öztürk bir makalesinde bu yangında denize dökülen yakıtların denize verdiği zararlar nedeniyle Marmara Denizi’nde oltayla sahil balıkçılığın bitme noktasına geldiğini belirtmişti.

NASSİA (1994) VE INDEPENDENTA (1979) YANGINININ BENZERLİKLERİ

Independenta ile Evriali kazası gibi Nassia tankeri ile Ship Broker kazası da benzerlikler taşımaktadır. Hatta Nassia tankerinin aynı Independenta tankeri gibi hemen hemen aynı miktarda ve aynı yükü taşımış olması da ilginç bir benzerliktir. En büyük fark Nassia’nın İstanbul Boğazı’nın kuzeyinde Anadolu Kavağı/Sarıyer’de olmasıdır. Bu kaza yeri Nassia kazasını diğerinden daha önemli kılmaktadır. İki kaza arasında yaklaşık 14 yıl geçmesine rağmen 1980’lerin başlarında tekel olarak müdahalede bulunma yetkisi olan TDİ’nin filoya yeni katılan söndürme kapasiteleri düşük birkaç söndüren sınıfı römorkörler dışında ekip ve ekipman ve teknik bakımından çok fazla fark göze çarpmadığı ne yazık ki yangına müdahale esnasında anlaşılmaktadır. Independenta kazası ile ilgili olarak elimizde yeterli veri yok maalesef. Ancak diyebiliriz ki iki kaza arasında müdahale açısından dikkate değer en belirgin fark olayımızda kriz masası ve devletin ilgili birimlerinin daha hızlı ve etkili reaksiyon almaları sonucunda etkili ve başarılı mücadele yöntemleri olmuştur.

İSTANBUL’U EVLİYALAR KORUYOR

Zamanın kısıtlı imkanları ile olası bütün riskler ve fedakarlıklar göze alınarak verilen mücadelede başarılı olunmuş ve yanan tanker çok kısa süre içinde bulunulduğu yerden kurtarılıp Karadeniz’e çıkartılarak burada söndürme ve soğutma çalışmalarına devam edilmiştir. Açıkça belirtmek isteriz ki ister adına şans densin isterse gemimizde bulunan personelin adlandırdığı gibi İstanbul’u evliyalar koruyor densin sonuçta olay öncesi esen kuzey rüzgarlarının yerini olay sonrası aniden güneyli rüzgarlara bırakması da kurtarmadaki yararımıza bir faktör olduğudur. Ve sonuç olarak 4,5 gün gibi bir sürede yangın kontrol altına alınmış ve gemi emniyet altına girmiştir. Operasyona katılan deniz vasıtaları ve içindeki personelin hayatları da ciddi risk altında olduğundan operasyonun başarısında olaya müdahale edenlerin insanüstü gayretlerinin etkisinin önemli olduğu bir operasyon olmuştur.

Çizilmeye çalışılan senaryo bir hayalden öte gerçek payı çok yüksek bir olasılıktır. Bunca tarihi, stratejik ve jeopolitik özellikleri olan kıyısında milyonlarca insanın, içinde birçok çeşit deniz canlılarının yaşadığı bir iç suyumuzda yapılan müdahalelerin başarısızlıkla sonuçlanması durumda oluşacak durumu düşünmek bile facianın vahametini anlamamıza yetecektir. Ayrıca bunun yanında deniz ticareti için önemli bir suyolu olan bu iç denizimizin günlerce kullanılamamasının dünya ticaretine mal olacak olumsuz etkileri ayrıca düşünülmeye artı değer olacaktır.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün (KEGM) üyesi olduğu Uluslararası Kurtarıcılar Birliği (ISU), son 50 yılda dünya genelinde farklı kategorilerde yapılan kurtarmaların başarısı ve çalışmaların tehlikesi göz önüne alındığı kuruluşunun 50. yılı anısına bir kitap çıkarmıştır. Kitapta. Nassia ile ilgili olarak “gemi bir alev topu gibi yanıyor, İstanbul Boğazı tehlike içinde kurtarıcılar hızlı sonuca ulaşmak için aşırı baskı altındaydılar. Boğaz. Rusya. Ukrayna. Romanya ve Bulgaristan’ın Karadeniz limanlarını dünyanın geri kalanına bağlıyor. İronik bir şekilde sadece birkaç hafta önce Türkiye boğaz için yeni güvenlik tedbirleri açıklamıştı. Kuralların birkaç ay içinde yürürlüğe girmesi bekleniyordu. Beklenebileceği gibi felaketin çok yüksek bir siyasi profili vardı” denilerek konunun ve kazanın akabinde 1 Temmuz 1994 yılında yürürlüğe giren Türk Boğazları ile ilgili düzenlemenin önemi dile getirilmişti.

Yukarıda kastedilen ironik bir şekilde sadece birkaç hafta önce Türkiye boğaz için yeni güvenlik tedbirleri açıklamıştı hususu, Türk Boğazları ile ilgili mevzuat hazırlıklarının yapılması kast edilmekteydi. Sonuçta bu olay Türk Boğazları ile ilgili çıkacak bütün mevzuatlara mesnet teşkil edecekti.

ALEMDAR II’NİN KURTARMA GEMİSİNDE YAŞADIKLARIM…

İnsanoğlunun fiziki bir görünüşü olduğu kadar psikolojik ve ruhsal tarafı vardır. İnsanların psikolojisinin eski tabirle haleti ruhiyesinin elbette çalışma ortamına etkisi büyüktür. Bu nedenle hazırlamaya çalıştığım bu dokümanda ilk saatlerden son saate kadar (47 gün) içinde bulunduğum yaşanmış olayları hem teknik hem de insani yani psikolojik boyutu ile de ele almaya çalışacağım.

Kazalar, savaşlar, doğal afetler, asayiş vb. gibi olaylara yapılan müdahalelerde genelde başarı veya başarısızlık ön plana alınmakta olduğundan değerlendirmeler de bu yönde olmaktadır. Halbuki içinde insan unsusu olan bütün olaylarda sosyolojik ve psikolojik etkileri de söz konusudur. Bu tip olayların sonunda insani duyguların çoklukla göz ardı edildiği kanaatindeyim. Söz konusu müdahalelerde operasyonuna katılan birimlerin duygu ve düşünceleri ile moral motivasyonun yüksekliği operasyonun başarısına etki edeceği aşikardır. Bu nedenle olayımızda çatışmanın yaşandığı ilk saatten Aliağa’ya söküme verilinceye kadarki son saatlere kadar 47 gün aralıksız yangına müdahale eden ve kazazede gemi ile birlikteydim. Alemdar II kurtarma gemisinin kaptanı olarak kendim ve sorumlu olduğum yaklaşık 30 personel ile birlikte olaya müdahil olan diğer gemilerin personellerinin duygu ve düşüncelerine değineceğim.

Sonuç olarak, kaleme almaya çalıştığım bu yazı, böyle önemli bir olayı tekrar hatırlatmak, olaya müdahil olan hayatlarını tehlikeye atan gemi adamlarını ve emeği geçen herkesi minnetle anmayı bir vefa borcumuz olarak görüyorum. Zaman süzgeci içinde gelinen noktayı değerlendirerek olası benzer durumlar için imkan ve kabiliyetlerimizi gözden geçirmenin yararlı olacağını değerlendiriyorum. Bu nedenlerle yaşanmış olan olaydan ders çıkarmak amacıyla gözlem, izlenim ve tespitlerimi açık ve yalın bir dille anı-belgesel tadında olayın teknik yönü ile birlikte sosyolojik ve psikolojik yönünü de göz önünde bulundurarak kamuyu bilgilendirmek amaçlanmaktadır.

Bu vesileyle hayatları pahasına olaya müdahale edip katkı sağlayanları minnet ve şükranla anıyorum.

Eserin yayınlanmasında emeği geçen başta kitabın yayımlanması hususunda beni cesaretlendiren ve editörlüğünü üstlenen arkadaşım Gökhan G. Karakaş’a. kitabın basımında katkı sağlayan Türkiye Denizcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı H. Melih Yılmaz ile MEKE Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Kemerli’ye, matbaa işlerinde yardım eden Olgun Güngör’e, bana bu imkanı sağlayan Kuzey Sigorta Brokerlik Yönetim Kurulu Başkanı Emin Yaşacan’a, kitaba katkıları olan Kapt. Saim Oğuzülgen’e, Kapt. Ömür Öztaşkın’a. Kapt. Aslan Dede’ye, Prof. Bayram Öztürk’e, Burcu Berrak’a, Ali Bozoğlu’na, Cem Melikoğlu’na, Kapt./Prof. Dr. Özcan Arslan’a, Muhammet Erdoğan’a, Şafak Elmas’a, Eren Fadır’a, Celalettin Uysal’a çok teşekkür ediyorum.

Kapt. Ömer ASMALI

Mart 2024

İçindekiler

I. BÖLÜM – İSTANBUL BOĞAZI GENEL ÖZELLİKLERİ VE TARİHE MAL OLMUŞ ÖNEMLİ KAZALAR

-İstanbul Boğazına Genel Bakış

-Boğazda Akıntı Rejimi

-Akıntı Rejimine Bağlı Trafik Düzeni

-Türk Boğazlar Sözleşmesi

-İstanbul Boğazı’nda Önemli Kazalara Genel Bakış

-İstanbul Boğazı’nda Trafik Yoğunluğu

-Türk Boğazlarında Yaşanan Önemli Kazalar ve İlgili Sözleşmeler

-İstanbul Boğazı’nın Deniz Trafiği

-İstanbul Boğazı’nda Kazaların Sık Olmasının Başlıca Nedenleri

-İstanbul Boğazı’nda Meydana Gelen Önemli Kazaların Değerlendirilmesi

II. BÖLÜM – İSTANBUL BOĞAZI’NDA TARİHİN DÖNÜM NOKTASI

-Gemi Kurtarma Operasyonlarına Genel Bakış

-Nassia ve Ship Broker Çatışması Haber Duyurusu

-Ship Broker Gemisi Yangınına Müdahale

-Nassia Tankeri Yangınına Müdahale

-TPOA Tankeri Yangınına Müdahale

III. BÖLÜM – OLAYDAN DERS ÇIKARMA VE GENEL DEĞERLENDİRME

-Kazaları Önleme ve Müdahale Safhası

-Genel Değerlendirme

-Nassia Yangını Sonucunda Türk Boğazlarında Yapılan Düzenlemeler

EKLER

1-Acil Eylem Planı Oluşturulması

2-İstanbul Boğazı’ndaki Petrol Kirliliği Üzerine Bir Vaka Çalışması

3-Captain Nicholas LOF Gelir/Gider Çizelgesi

4-Nassia Tankeri İle İlgili Yazışmalar

5-Nassia LOF Tahtında Harcama Kalemleri Çizelgesi

6-Petrol Taşımacılığında Dünyadaki Dar Boğazlar

7-Nassia Tankeri Yükleme Planı ve Hasar Tablosu

8-Nassia Tankeri Limbo Operasyon Çizelgesi

9-Nassia Tankeri LOF Kurtarma Anlaşması

10-Alemdar II Kurtarma Gemisinin Kaptan Raporu Taslağı

Yorumlar

İlk Yorumu Ekle

DENİZCİ KİTAPLIĞI