Topkapı Sarayı’nın müze haline getirilmesi çalışmalarında, kitaplar ve diğer dokümanlar arasında bir harita göze çarptı. Bu, Piri Reis’in Bahriye kitabında sözünü ettiği dünya haritası idi.

Harita, sağ taraftan kopmuş bulunakla birlikte, işe yarayan değerli bilgiler haritanın sol parçasında duruyordu. Olay kısa zamanda dünya bilim çevresinde de duyuldu.

Topografya başöğretmenliği ve Harita Genel Müdürlüğü yardımcılığı da yapan bu kitabın yazarı, tesadüfen ortaya çıkan bu haritanın izini sürdü ve haritaya dair oldukça tartışmalı bir tez geliştirdi.

Bu teze göre; Türk korsanları, Kristof Kolomb’dan çok önce Atlas Okyanusu’nun engin sularını aşarak, Amerika Kıtası’nın doğu ve güneydoğu kıyılarına kadar gitmişler ve bu yerlerin haritalarını yapmışlardır. Bunun başlıca kanıtı ise, halen “Türk” adlarını taşımakta olan ve irili ufaklı otuz kadar adadan oluşan “Türk Takımadaları” ile ileride sözkonusu olacak olan, Piri Reis’in mahallinde bizzat yapmış olduğu Dünya Haritası’dır.

Yazarın ortaya attığı tezini, harita bilimiyle ve ortaya çıkan tarihsel verilerle desteklediği bu kitap, Amerika’nın keşfine dair bilgilerimizi yeniden gözden geçirmemizi zorunlu kılıyor.