ORSAM – Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi
24 Sayfa
ISBN: 978-605-5330-80-4
2009
(görsel ve bilgi: orsam.org.tr)
Sık sık birbiriyle karıştırılan, korsanlık, deniz haydutluğu ve denizlerdeki diğer silahlı soygun eylemleri, yeni ortaya çıkmış kavramlar değildir. Deniz haydutluğu ve denizdeki silahlı soygunlar, deniz ticareti ulaşımını her zaman olumsuz etkilemiştir. Son yıllarda, Somali açıklarında cereyan etmekte olan olaylar, bunun son örneğini oluşturmaktadır. Somali’deki iç savaş ve karışıklık, etkin bir merkezi hükümetin kurulamaması, sahiller ve giderek açıklarında, özellikle ticaret gemilerine yönelik -riski az, getirisi çok- deniz haydutluğu eylemleri için uygun bir ortam yaratmaktadır. Deniz haydutluğu, uluslararası deniz hukukunda ve 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde uluslararası bir suç olarak tanımlanmış özel bir terimdir. Bu temel hukuki çerçeveye de uygun olarak, BM Güvenlik Konseyi; Somali Geçici Hükümeti ile işbirliği halinde olmak kaydıyla, BM üyesi devletlere, gerekli tüm önlemlerin alınabilmesi bakımından yetki vermiştir. Ancak bu alandaki uluslararası çabaların başarılı olabilmesi için, başta bölge ülkeleri olmak üzere, uluslararası toplumun yeteneklerini birleştirmesine ve işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu arada, özel güvenlik güçlerinden yararlanılması dâhil, deniz ticareti sektörünün kendi içinde alması ve uygulaması gereken çeşitli yöntemler de geliştirilmektedir. Askeri alanda icra edilecek harekât, sonuç olarak bir kolluk harekâtı niteliğini taşımaktadır. Bunun anlamı, güç kullanma yetkisinin, gereklilik ve orantılılık ilkeleri dâhilinde, kendini savunma ve görevi ifa kavramları ile sınırlı olmasıdır. Harekâtın temel amacı bir tehdidin etkisiz kılınması değil, belli bazı suçların önlenmesi, faillerinin yakalanması ve yargı önüne çıkarılmasının teminidir. Son dönemde, TBMM, bu hususta Hükümet’e yetki vermiş bulunmaktadır. Bu karar, Türk Deniz Kuvvetlerinin bölgede görev yapması için gerekli stratejik ve askeri çerçeveyi tanımlamaktadır. Deniz harekâtının, uluslararası hukuka, insan hakları hukukuna ve ilgili ülkeler hukukuna uygun olacak şekilde planlanması ve icrası gerekmektedir. Uygulamaya ilişkin sorunların değerlendirilmesinde, NATO tarafından icra edilmiş bulunan Allied Provider Harekâtı ile, AB deniz unsurlarınca icra edilmekte olan Atalanta Harekâtı, gerekli hususları kapsayan örnek olaylar olarak incelenebilir. Harekât disiplini, çatışma kuralları ve davranış kuralları ile sağlanacaktır. Önemli bir sorun, bu gibi harekât sonucu yakalanacak zanlılara, suç eşyasına ve el konulan gemilere ve yüklerine yapılacak işlemin ne olması gerektiğine ilişkin -davranış kuralları- belirsizlikler ve uygulama güçlükleridir. Bu hususlarda, konuların -olabildiğince- özel anlaşmalarla düzenlenmesi gereği vardır. Uygulanacak hukuk, yargı yetkisinin hangi devlete/devletlere ait olacağı da diğer önemli sorunlar arasında sayılabilir.
İçindekiler:
-Özet 5
-Giriş 6
1. Deniz Haydutluğu: Kavram 6
2. Deniz Haydutluğu: Stratejik Önemi ve Etkileri 7
3. Deniz Haydutluğu: Ortam 9
4. Uluslararası Hukuk 9
4.1. Açık Denizlerdeki Ticaret Gemilerinin Hukuki Statüsü 9
4.2. Deniz Haydutluğu 10
4.3. Diğer İlgili Hükümler 11
5. Uygulama: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi – Önlemler 11
6. Deniz Haydutluğu ile Mücadele 12
6.1. Strateji Yaklaşım 12
6.2. Operatif ve Taktik Yaklaşım 15
7. Deniz Haydutluğu: Uygulama – Örnekler 16
7.1. Özel Güvenlik 17
7.2. Askeri Yaklaşım: Deniz Harekatı 17
7.2.1. Olasılık Planlaması 18
7.2.2. Harekatın Hukuki ve Askeri Çerçevesi 19
7.2.3. Çatışma Kuralları 19
7.2.4. Davranış Kuralları 19
7.2.5. NATO: Allied Provider Harekatı 20
7.2.6. AB: Atalanta Harekatı (EU NAVFOR) 20
8. Türkiye ile İlgili Gemileri Durumu 21
-Değerlendirme ve Sonuç 21
Bağlantı:
https://www.orsam.org.tr//d_hbanaliz/Analiz_1_tr.pdf
Yorumlar
İlk Yorumu Ekle