Yazar: Philippe du Fresne-Canaye
Çevirmen: Teoman Tunçdoğan
Kitap Yayınevi
168 Sayfa
ISBN: 978-605-105-010-2
Karton Kapak
2017
Yazar: Philippe du Fresne-Canaye
Çevirmen: Teoman Tunçdoğan
Kitap Yayınevi
168 Sayfa
ISBN: 978-605-105-010-2
Karton Kapak
2017
“Fresne Canaye Seyahatnamesi”, ilk kez 1625’te oluşturulmuş bir seyahat anlatıları derlemesinde yer alıyor. Parisli bir aileden gelen Philippe du Fresne 1551’de doğdu. Eğitimi için gittiği Venedik’te Fransa’nın İstanbul Büyükelçisi Noailles ile tanıştı ve onun maiyetine girdi. O sırada Adriya denizinden İstanbul’a giden başlıca yol Ragusa’da başlıyordu. Kente birkaç saatlik uzaklıkta, Cumhuriyetin gümrük karakollarıyla, daha sonra da Padişahınkilerle karşılaşılıyor; sonra, Trebinye, Ternoviçe, Vraça boğazı, Prepolye ve Yeni Pazar’dan geçiliyor, genellikle Niş ve Sofya yoluyla Filibe’ye ulaşılıyordu.
Du Fresne, 28 Şubatta İstanbul’a ulaştı ve 9 Hazirana kadar burada kaldı. Yolu üzerinde karşılaştığı halkları titizlikle inceliyor, Slavonya’nın Morlakya’nın sınırlarını belirlemeye çalışıyor; Bulgar kadınlarının saç biçimini, İstanbul ya da Pera sokaklarında karşılaştığı giysileri betimliyor; bir Rum düğününe, bir sünnet düğününe, bir esir pazarına, bayram şenliklerine, padişahın elini öpme törenine konuk oluyor; her fırsat bulduğunda halkın içine giriyor. Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa’nın giriştiği yeniden yapılanma çalışmalarını bütünüyle izliyor. Büyütülen tersanede gemilerin yapımını seyrediyor: Piyale Paşa komutasındaki donanmanın yola çıkışına tanık oluyor. Osmanlı İmparatorluğu üstüne genel yargısı hiç de olumsuz değil. Düzenli ordularla hüküm süren hayranlık verici disiplin ve padişahın para ve insan olarak elinde bulundurduğu uçsuz bucaksız kaynaklar karşısında şaşkına dönüyor ve Hıristiyan kökenli vezirlerin çok akıllıca yönettiği Osmanlı İmparatorluğu’nun kısa vadede yıkılacağına hiç inanmıyordu. Fresne-Canaye, kervansarayların çok iyi oldukları kanısına varıyor, “Türklerin sertliğine” çok kızıyor, karılarını özel hapishanelere koyan, yabanıl hayvanlarıysa sokaklara başıboş bırakan insanları anlamıyor. Ne var ki, bütün bunlar onun Türklerde bulunan birçok iyi niteliği görmesini engellemiyor.
Yorumlar
İlk Yorumu Ekle