Yazar: Abdürrahim Cabir Vada
Yedigün Neşriyat
168 Sayfa
Boyut: 13.6 x 20.0
İnce Kapak – 3. Hamur
Yazar: Abdürrahim Cabir Vada
Yedigün Neşriyat
168 Sayfa
Boyut: 13.6 x 20.0
İnce Kapak – 3. Hamur
ÖN SÖZ
Güzellikte eşi bulunmadığı rivayet edilen Boğaziçinin tabii ahvali ile, eğlence mahallerinden, bugün mevcudu kalmadığı gibi, ileride ihyasına da imkan olmıyan muhteşem yalılarından, nakil vasıtalarının hususiyetlerinden, Karadeniz ile Boğaziçinin rüzgar ve cereyanlarından, balık takımlarının envaı ile balık avlama usullerinden ve Kanlıcanın son yüz senelik vekayiinden bahis işbu Tarihçemi okumak zahmetine katlanan zevattan iki niyazım vardır.
Birincisi: Tarihçemi, gördüklerime ve işittiklerime istinaden yazdığımdan, zikredilen vakalarda esasa müteallik yanlışlıklara ve tarih sehivlerine tesadüf olunacağı muhakkaktır.
Gördüklerimi hatalı zabıt, ve işittiklerimi de doğru hıfzedemediğime hamledilerek, beni tahtiye etmemeleri ve sehiv ve niyanımı, tashih ve ikmal buyurmalarıdır.
Gözlerin hatalı görmesi ve kulakların yanlış işitmesi emri tabiidir.
İkincisi: Tarzı tahkiye ve izahattaki beceriksizliğimdir. Vakayii sıraya koymak ve bunları hakkile izah edebilmek kudretimin bukadara yettiğine, hükmederek beni mazur görmeleridir.
Olduğu gibi görünmemek, ve iktidar fevkine çıkarak, tafra satmak insanlık şiarının zıddıdır.
Babam, Maarif Nezareti Mektubi kalemi müdürü Ahmet Cevdet, hala içinde ömrümü geçirmekte olduğum, Kanlıcada Halepli sokağındaki meskeni 1305 (1889) senesi Mayıs ayı içinde satın alarak hemen o sene zarfında naklettiğimizden 53 seneden beri burada ikamet eylemekteyim.
Sinnimin müsaadesi nisbetinde, her meslekteki zevat ile temas etmek ve bilgilerini dinlemek zevkimdir. İşittiklerimin bir kısmını kaydettim ve bir kısmını da hafızamda tuttum. Ne çare ki, yazdıklarımın çoğunu bulamadığım gibi, dimağ yıpranması da, maziyi tamamen tahattüra engel olmuştur.
Yaşım altmış biri ikmal etmiştir. Maruf ve meşhur zevatın ikamet ettiği Kanlıca hakkındaki malumatımı – pek azı kalmış olan ömrüm nihayete ermeden – bir deftere olsun yazarak, şimdiden tayin edemiyeceğim bir kimseye, hatıra olarak bırakmayı tahayyül ederdim.
İki sene kadar inşasile uğraşarak, 1941 senesinde ikmale muvaffak olduğu yalısında etmesinden dolayı, Kanlıca idadına giren “Yedigün Müessesesi” sahibi Sedat Simavi ile tanıştıktan sonra, devam eden sohbetlerimizde, ekseriya Kanlıcanın çok eski zamanlarındaki güzelliklerinden bahsetmeyi, mükaleme zemini edindiğimizden, bir gün bu hatıralarımı yazmaklığımı ihtar ve tavsiye etmişti.
Bu hususun ötedenberi emelim olduğunu ve fakat başa çıkaramamak korkusundan teşebbüs edemediğimi, cevaben bildirmekliğim üzerine, uzun kış gecelerinde bundan daha zevkli bir meşgale olmıyacağını beyan ve teşvik etmeleri, cesaretimi arttırmış ve bu risalenin meydana gelmesine sebep olmuştur.
Binaenaleyh, eser değil, müessir tevkir edilmelidir.
Abdürrahim Cabir Vada
-Ön Söz
-Boğaziçi 7
-Şimalde Boğaziçine Giriş 16
-Sis İşaretleri 17
-Tahlisiye ve Roket Mevkileri 20
-Rüzgarlar 22
-Boğaziçinin Dağları 25
-Boğaziçinin İnkışafı 31
-Boğaziçi Nakil Vasıtaları 41
-Hususi ve Kiralık Piyadeler 49
-Corci Futaları 54
-Kanlıcanın Eski Hududu 58
-Şimdiki Hudut 58
-Abideler 67
-Kanlıca Çarşısı 83
-Çeşmeler 88
-Kır Gezme Mahalleri 95
-Kanlıca Balıkçılığı 107
-Kanlıca Yalıları 138
Yorumlar
İlk Yorumu Ekle