“Şiir, masal, dans, lirik bir ses ve sessizlik… Korku, yangın, savaş, coşku, yıkım ya da tüm kötülüklerden arınmış mutluluk. Gökyüzünün, bulutların, güneşin, suların sonsuzluğunda çoğalan bir sevda. Utangaç cırcır böceğinin, ağaran geceye dayanamayıp, günü aydınlığı kendine özgü şarkısıyla karşılaması. Mavi ile yıkanan Ege ve Akdeniz’deki bu büyük serüven, hepsini kapsıyor… Mavi bir renk değil; mavi, toprağında ve sularında bizi ya da bizleri umursamadan yol alan bir sonsuzluk belki.

İnsanoğlunun bu görkemli şölene dayanamayıp, şiirini, şarkısını yazıp söylemesi, taşını yontup, renkli ipliğini dokuması, uğruna savaşması hiç boşuna değil. Ama her savaş, küllerin üzerinde bile olsa, aydınlığı yakalamak zorunda. Ege ve Akdeniz’in tuzlu sularında pişenler ise binlerce yıldan beri her sabah, küllerin üzerinde kır çiçeğinin açtığına tanık oluyorlar. Mavi Uygarlık kitabı, bu sessiz masalın, belgelere yaslı coşku dolu iz sürücüsü…”