2017 Ekim ortası, yazdan kalma, güneşli ve ılık bir öğleden sonra.

Denizler Kitabevi.

Üst kat.

Turgay Kaptan, Ahmet Bey ve iki dost sohbetteyiz. 28 Ekim’de yapılacak 1000 Güzel Kitap müzayedesi konuşuluyor. Merdivenler bir gelen olduğunu haber veriyor. Misafirle merhabalaşılıyor.

Misafir, ortadaki masanın yuvarlak siyah mermerinin üstüne bir karışa bir buçuk karış, iki parmak kalınlığında bir defter bırakıyor. Kapakta açık mavi zemin üzerinde sol tarafta yelkenlerini basmış giden heybetli bir harp gemisi. Yanında iri harflerle “TÜRK YAPISI GEMİLER”.

Sessizlik.

Herkes pür dikkat siyah üstündeki maviliğe bakmakta. “Bu Hüsnü Bey!” diyor gözleri hayretle açık Turgay Kaptan. Misafir mutlu, gülümsüyor.

Evet, bu Hüsnü Bey, Hüseyin Hüsnü Tengüz Bey. Bahriye ressamı. Cumhurbaşkanlığı Forsunu da tasarlayan; Osmanlı ve Cumhuriyet donanmaları, gemiler ve kılık-kıyafet konularındaki resimleriyle bir dönemin en önemli bilgi kaynaklarından biri olan Hüsnü Bey. Kitabın sayfaları dikkatle çevriliyor. Önemli bir olaya tanıklık ediliyor. Türk denizciliği ile ilgili çok önemli, daha önce görülmemiş, kimileri renkli Hüsnü Bey çizimleri, el yazısıyla sayfalar akıp gidiyor. Durum telefonlarla Hüsnü Beyi iyi tanıyan dostlara bildiriliyor, yakınlarda olanlar koşup geliyor ve gördüklerine inanamıyor.

“Bu kitabı basmalıyız” diyor Turgay Kaptan. “Basmak” Denizler Kitabevi için artık, çok yapılmış, iyi bilinen; işin kolay tarafı. “Mavi Kitap”ın önce satın alınması gerek. Misafir’e fiyat soruluyor; yabancı parayla telaffuz edilen bir servet. Hüsnü Bey’e övgüler ve böyle bir kitabın onun elinden çıktıktan sonraki olası hikâyesi sohbetleri arasında bir kaç çay içimi sürede pazarlık da sürüyor. Ama herkes bir şeyi biliyor: “Mavi Kitap” İstiklal’den geçip, Denizler’in kapısından girip, üst kata çıktıktan sonra gerisingeri gitmeyecek; herkes biliyor ve tabi bir çaresi bulunuyor ve Hüsnü Bey’in MAVİ KİTAP’ı özenle tülbentlere sarılıp-sarmalanıp kendisi gibi benzersiz kitapların arasına konuluyor. Yakınlarda bir gün oradan inecek ve yüzlerce çoğalmaya gidecek. Sonra geri gelecek ve belki bir müzede muhafaza edilecek.

Denizler Kitabevi’ndeki dostlar MAVİ KİTAP projesinde PÜRistanbul’un da yer alabileceğini bildirdiklerinde sevinçle kabul ettik. Aynı günlerde sinemacı Jordan Freeman’ın İstanbul ile ilgili belgesel filminin yapımcılığını üstlenen ve Aralık ayında ünlü koreograf Aydın Teker’in “Hallo!” oyununa da ev sahipliği yapacak PÜR’ün yolculuğu henüz üç buçuk yıllık. Yüzyıllardır payitahtta yaşamış bir aileden kızın ve uzak Asya’dan dörtnala gelip Kapadokya’ya yerleşen bir Türkmen aileden oğlanın biriktirdikleri eşya, bilgi ve tecrübenin sergilenmesi, gençlere ve meraklılara aktarılması amacıyla Galata’da bir binada başlayan hikâye, böyle inanılmaz renklerle donanarak sürüyor.

“TÜRK YAPISI GEMİLER” in kültüre ve denizciliğe kazandırılması çalışmasına davet edilmekten ve yer almış olmaktan gurur duyuyoruz.