Denizci Kitaplığı

Türk Denizciliğinin Belleği

İnebahtı - Üç İmparatorluğun Savaşı

İnebahtı - Üç İmparatorluğun Savaşı

İnebahtı - Üç İmparatorluğun Savaşı

Yazar: Alessandro Barbero

Çevirmen: Erdal Turan

Alfa Yayıncılık – Tarih

700 Sayfa

ISBN: 9786051714356

Boyut: 13,5 x 21.0

Karton Kapak – 2.Hamur

2017

(görsel: idefix.com, bilgi: idefix.com, alfayayinlari.com)

Kitap Hakkında

TÜRKÇE BASKIYA ÖNSÖZ

1571 yılında gerçekleşen İnebahtı savaşı, anlaşılabileceği gibi Batı ülkelerinde Türkiye’den çok ünlüdür. Bugün bile İtalya ve İspanya’nın birçok yerinde o savaşta ele geçirilen Osmanlı bayrakları bulunur ve anısına kutlamalar yapılır. Bu olay halkların kültüründe Osmanlı İmparatorluğunun yayılmacılığının sonu kabul edilir ve en militan, en aşırı sağcı çevrelerde İnebahtı sözcüğü İslama karşı savaşın parolası gibidir. Halbuki yarım yüzyıldan fazla bir süre öncesinde Fernand Braudel bu belirleyici savaşı hiçbir somut sonucu olmadığını, Kıbrıs Savaşını Osmanlı İmparatorluğunun kazandığını ve Türk yayılmacılığının Akdeniz’de ve Balkanlar’da daha bir asır devam ettiğini belirtmiştir.

Bu kitapta ideolojik yorumlara ve uygarlık çatışması propagandasına yer verlmemiştir. İnebahtı son derece ilginç bir vakadır, çünkü bu savaşın üzerinde durulduğunda 16. Yüzyılda imparatorlukların savaşa nasıl hazırlandıkları, orduları nasıl topladıkları ve filoları nasıl inşa ettikleri keşfedilir; hükümet mekanizmaları, diplomasinin işleyişi, teknolojinin gelişimi daha iyi anlaşılarak, savaşların sosyal ve kültürel analizi yapılabilir. Bizimkinden çok farklı bir dünyada din üzerine kurulan, mükemmel ideolojik manevralar yapabilen ve çelikten bir devletçi mantıkla hayata geçmiş olan imparatorluklar çok ırklı ve çok dinli halklar üzerinde egemenlik kuruyor yolsuzluk, taciz, rüşvet, acımasızlık ve kahramanlık argümanlarının yumağının içinde onları Akdeniz sahnesinde savaşa hazırlıyorlardı. Bunlardan biri olan Osmanlı İmparatorluğu Müslüman, diğer ikisi olan İspanya ve Venedik ise Hıristiyandı, ama bu durum bizim bir tarafı ya da ötekini tutmamız anlamına gelmiyor: 16. Yüzyılın insanları bizden çok farklıydılar, ama bunun yanında birbirlerine bir su damlası gibi benziyorlardı. Ve hiçbiri Tanrı’nın kendi tarafında olduğundan kuşku duymuyordu.

Bu nedenlerle, kitabın yazarı olan İtalyan tarihçi Osmanlı belgelerini orijinal dilinde okuyamıyor olsa da öyküyü tarafların bakış açılarından anlatmaya gayret göstermiştir. Bunun Müslüman düşman karşısında Hıristiyanlığın zaferini hikaye eden çeşitli kitapların bir tekrarı olmayıp, Avrupa’nın ve Akdeniz’in siyasi güçleri arasında gerçekleşen büyük bir karşılaşmayı anlatması amacıyla, Batı dillerine çevrilmiş olan bütün Osmanlı kaynakları incelendi. Kitabın, yayıncı kuruluşun ve çevirmenim Erdal Turan sayesinde Türkçeye kazandırılmış olmasından çok mutluluk duydum. Tarihin bu olağanüstü sayfasına hayat verme çabamın Türk okurlar tarafından nasıl karşılanacağını merakla bekliyorum.

Alessandro Barbero

İçindekiler:

-Bölüm 1

Sultan bir filo hazırlıyor, Marcantonio Barbaro bunun sebebini öğrenme, çalışıyor. Venedik tersanesi yangın tehlikesi geçiriyor ve sonunda kötü haber geliyor, 13

-Bölüm 2

Alkolik bir Sultan ve hepsi Hıristiyan olarak doğmuş beş veziriyle, haremde yaşayanlarla ve Yahudi bir bankerle tanışıyoruz, 31

-Bölüm 3

Sultan ve vezirleri Kıbrıs’ı işgal etmeyi görüşüyorlar. İstanbul’da büyük bir yangın çıkıyor ve Kaptan Paşa büyük bir çaba örneği ortaya koyuyor, 51

-Bölüm 4

Kadırgalar onarılıp boyandılar; esirler ve serseriler gemilere yazıldılar; kadılara adam toplama emri gönderildi ve imparatorluk filosu büyük güçlükler içinde denize çıkmaya hazırlanmakta, 67

-Bölüm 5

Mehmed Paşa maskesini çıkarıyor, gemiler haczedilip tüccarlar tutuklanıyorlar. Venedik’e giden Çavuş Kubad orada çok kötü karşılanıyor ve ilk ölenlerin yası tutuluyor, 82

-Bölüm 6

Venedikliler filoyu donatmaya karar veriyorlar; Tersanede gece gündüz çalışılıyor, Italya’nın birçok yerinden adam toplanmaya başlıyor ve talihli bir adam generalliğe getiriliyor, 104

-Bölüm 7

Uygulanacak plan üzerinde Sultanın kararsızlığı sürüyor. Piyale Paşa filoyla denize açılıyor. Venedikliler Korfu adası için endişeliler ve Girolamo Zane’nin talihi dönüyor, 127

-Bölüm 8

Papa bir ittifak hayal ediyor; fazla iyimser bir kişi Il. Felipe’yi yoklamaya İspanyol filosunun artıları, eksileri görüşülüyor. Juan Andrea Doria müphem bir emir alıyor ve Roma’da hayallere dalınıyor, 143

-Bölüm 9

Kubad’ın dönüşüyle Barbaro’nun ümitleri suya düşüyor. Venedikli tüccarlar Sultanın koruması altına giriyorlar. Tinos’a saldıran Piyale burada kötü bir muameleye maruz kalıyor ve çıkarma yapmaya hazırlanıyor, 165

-Bölüm 10

Venedikliler hayal kurmaya devam ediyorlar. Zane hastalarla dolu gemileriyle Korfu’ya gidiyor. Arnavutlar ve Rumlar Türklere karşı ayaklanıyorlar. Sahtekârlar ve düzenbazlar devreye giriyorlar. Kimi Türk kaleleri alınıyor, kimileri ise alınamıyor, 183

-Bölüm 11

1.Pius’un sabrı taşıyor. Il. Felipe nihayet kadırgalarına Doğuya gitmeleri emri veriyor. Papa bir filoyu donatmanın ne denli güç olduğunu anlıyor ve Uluç Ali Malta Şövalyelerini ezip geçiyor, 204

-Bölüm 12

Türkler Kıbrıs’a çıkıyor. Venedikli komutanlar ilk hatalarını yapıyorlar. Türk ordusunun yenilmez olduğunun sadece Batılıların bir hayali olduğu fark ediliyor ve herkes uzun bir kuşatmaya hazırlanıyor, 227

-Bölüm 13

Venedik filosu Ege’ye panik yayıyor. Venedik’te işlerin düşünülenden daha kötü gittiği anlaşılıyor ve Juan Andrea isteksizce İttifak gücüyle birleşiyor, 254

-Bölüm 14

Lala Mustafa Lefkoşa’yı kuşatıyor ve umduğundan daha kısa sürede ele geçiriyor. Kıbrıslı köylüler işgalcilerden tarafa geçiyorlar ve Mağusa henüz alınmamış olsa bile Kıbrıs Osmanlı İmparatorluğunun bir eyaleti oluyor, 271

-Bölüm 15

Hıristiyan fılosu Kıbrıs’a yaklaştığında Lefkoşa’nın kaybedildiğini öğrenerek hemen geri dönüyor ve Venedik bu onursuzca kaçışın suçlularının peşine düşüyor, 296

-Bölüm 16

Mustafa Mağusa’yı kuşatmaktan vazgeçiyor. Piyale çekilmekte olan filonun peşine düşüyor. Kötü hava Hıristiyan ekibinin peşini bırakmıyor ve İstanbul’da sonraki yıl için planlar yapılıyor, 311

-Bölüm 17

Marco Quirini Mağusa’ya yardım getiriyor ve sevinçle karşılanıyor. Venedikliler güvenle silahlanıyor, ama sonra bütün heyecanını kaybediyorlar ve filonun yönetimi hakkında açılan soruşturma vahim gerçeği ortaya çıkarıyor, 329

-Bölüm 18

Üçkağıtçı bir papazın kötü sonu. İttifak görüşmelerinde engeller devam ediyor. Jakobo Ragazzoni barış görüşmesi için gizlice İstanbul’a gidiyor, ama neredeyse başarıya ulaşmışken, aniden her şeyi durdurması emri alıyor, çünkü sonunda İttifak anlaşması imzalanmıştır, 349

-Bölüm 19

Türk filosu yeniden hazırlanarak denize açılıyor. Sebastiano Venier çok uğraşmasına rağmen az adam toplayabiliyor. Arnavutluk’ta durum daha kötüleşiyor ve Uluç Ali Doğuya ulaşıyor, 372

-Bölüm 20

İspanyollar kadırgalarının envanterini çıkarıyorlar; Napoli ve Cenova’da ihaleler yasaklanıyor. Bir elçi stresten çıldırıyor. İnebahtı’da savaşmak için piyadeler toplanıyor ve Toskana Grandükünün tuhaf korkuları olduğu anlaşılıyor, 393

-Bölüm 21

Venier izleyeceği strateji üzerinde ikilem yaşıyor. Türk filosu Girit’e başarısız bir saldırı düzenliyor. Giritliler bir ayaklanma teşebbüsünde bulunuyorlar. Türkler Ege’ye doğru çıkmaya başlıyorlar ve Venedik filosu onlardan kıl payı kurtuluyor, 409

-Bölüm 22

Kaptan Paşa Hıristiyan filosuna saldırı emri alıyor, ancak o ortalıkta görünmeyince Adriyatik’e çıkıyor; böylece Venedik Lido’nun savunmasını güçlendiriyor ve daha kötüsüne hazırlanıyor, 425

-Bölüm 23

Colonna’nın ekibi Messina’ya doğru devam etmeden önce Napoli’de oyalanıyor ve burada kimi kazalara sebep oluyor. Venier’in ekibi eksik adamla Sicilya’ya geliyor ve başka talihsiz olaylar cereyan ediyor. Ve herkes don Juan de Austria’nın gecikmesinden yakınıyor, 437

-Bölüm 24

Türkler Mağusa’yı kuşatıyor ve bu işte, tahmin edilenden daha başarılı oldukları görülüyor. Kent son barut fıçısı kalana kadar direniyor ve gergin iki adamın karşılaşmaları bir felakete yol açıyor, 463

-Bölüm 25

Don Juan Messina’ya gelir, orada Kandiye ekibini beklemek zorunda kalır, ama sonda o da gelir. Juan Andrea Doria kafasında başka fikirlerle randevuya gelir ve herkesin kanaatince Türklerinkinden çok daha güçlü bir donanma toplanır, 496

-Bölüm 26

Türk filosu Adriyatik’te kapana düşmemek için güneye yöneliyor, İstabul’dan olayların gerisinde kalan emirler ulaşıyor ve Hıristiyanlar düşmanın peşine düşmek için Messina’dan yola çıkmaya hazırlar, ancak birçok kimse onu bulamamalarının daha hayırlı olacağı görüşünde, 510

-Bölüm 27

Don Juan savaş meclisi yönetmeyi öğreniyor. Hıristiyan filosu Messina’dan yola çıkarak Korfu’ya geliyor. Rum papaz telaşa kaplıyor. Korsan Karaca Ali gözüpek bir keşif gezisi yapıyor ve Türk filosunda herkes eve dönmeyi düşlüyor, 523

-Bölüm 28

Venier İspanyol bir komutanı idam ettirdi ve don Juan az daha onu astırıyordu.  Sonra bir an düşünüp, bundan vazgeçti. Hıristiyanlar arasında güçlük sağlanabildi ve düşmanın limandan çıkacağına artık inanan kalmamış olsa da,  Filo İnebahtı’ya doğru yelken açtı, 541

-Bölüm 29

Filolarda sancaklar asılıyor, çalıp dans ediliyor. Hıristiyanlar forsaların zincirlerini çözüyor ve herkes olabildiğince uygun pozisyon almaya gayret ediyor. Sonra topçular ateşe başladıklarında, Hıristiyanların çok daha fazla topa sahip oldukları hemen anlaşılıyor, 560

-Bölüm 30

Hıristiyan tüfekçiler düşman saldırısını durdururken gemilere çıkarlar. Sultanın filosu hezimete uğramış, Kaptan Paşa öldürülmüştür. Uluç Ali ise bir defa daha canını kurtarır, 581

-Bölüm 31

Böyle ezici bir zaferin ardından yapılan yorumlardan sonra, büyük üstünlüğe sahip Hıristiyanların galip gelmemelerinin mümkün olmadığı sonucuna varıldı, 597

-Bölüm 32

Hıristiyanlar zaferin farkında oldukları kadar verdikleri kayıpların büyüklüğünün de farkındadırlar ve ganimeti paylaşmak için aralarında kavga ederek geri dönerler. Bu arada yaralılar sinekler gibi ölmektedirler ve Türk esirleri bekleyen son çeşitlidir; kimi fidye karşılığında kurtulur kimi ise yakılarak öldürülür, 612

-Sonuç, 639

-Ekler, 651

-Kaynakça, 671

-Dizin, 689

Yorumlar

İlk Yorumu Ekle

DENİZCİ KİTAPLIĞI