Denizde Çatışmaları Önlemeye İlişkin Uluslararası Kurallar – International Regulations For Preventing Collisions At Sea

denizde çatışmayı önlemeye ilişkin uluslararası kurallar

Yazarlar: Refik Akdoğan, Fikret Altınçubuk

Deniz Ticaret Odası Yayınları

83 Sayfa

Boyut: 16.2 x 23.4

Karton Kapak – 1. Hamur

1995

Açıklama:

ÖNSÖZ

Uluslararası Denizcilik Örgütü (kısa adıyla IMO) tarafından 4-20 Ekim 1972 tarihleri arasında düzenlenen konferansta kabul edilen denizde çatışmayı önlemeye ilişkin uluslararası kurallar ülkemiz Bakanlar Kurulu’nca 15 Temmuz 1977 tarihinden geçerli olmak üzere kabul edilerek 29 Nisan 1978 gün ve 16273 sayılı Resmi Gazete’de “Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü” olarak yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

IMO Genel Kurulu’nun Kasım 1981’de yapılan 12. oturumunda bu kurallarda yapılması kabul edilen değişikliklerin 1 Haziran 1982 tarihine kadar konferansa üye ülkelerin üçte birinden fazlasının itirazları olmadığı takdirde bir yıl sonra, yani 1 Haziran 1983 tarihinde yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Belirtilen tarihe kadar bu şekilde itiraz olmadığından kurallarda yapılan değişiklikler 1 Haziran 1983 tarihinden itibaren uluslararası alanda yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Seyir güvenliği bakımından kuralların bu değişikliklerle birlikte bilinmesi ve metnin el altında bulundurulması amacıyla, ihtiyacın önemi de dikkate alınarak odamızca bu kitap derlenmiştir. Değişikliğe ait çeviri odamızca yaptırılmış, ancak Resmi Gazete’de yayınlanmamıştır. Kitabın düzenlenmesinde, gerek kullanımda kolaylık sağlanması, gerekse tereddüt halinde İngilizce orijinal metnin hemen tetkiki imkanı olması düşüncesiyle her maddenin İngilizce metni ile serbest Türkçe çevirisi yan yana gösterilmiştir.

Bu kitabın tertibi ile gerekli tercümeleri yapmak suretiyle bu yararlı hizmetin gerçekleştirilmesinde odamıza büyük ölçüde yardım sağlamış bulunan kaptan Refik Akdoğan’a bu vesile ile teşekkürlerimizi sunarız.

Kitabımızın dünya denizlerinde dolaşan tüm denizcilerimize ve konuyla ilgilenen diğer kişilere yararlı olması temennisiyle denizcilerimize selametle seyirler dileriz.

DENİZ TİCARET ODASI

Dış Politika ve Kıbrıs Dosyası

Dış Politika ve Kıbrıs Dosyası

Yazar: Bülent Ecevit

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

469 Sayfa

ISBN: 9786053602293

Boyut: 15.5 x 23.0

Karton Kapak – 3. Hamur

2011

(görsel: iskultur.com.tr, bilgi: iskultur.com.tr, kaynakyayinlari.com)

Açıklama:

Dış Politika ve Kıbrıs Dosyası;

“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Kıbrıs’ta indirme ve çıkarma hareketine başlamış bulunuyor. Allah milletimize, bütün Kıbrıslılara ve insanlığa hayırlı etsin. Bu şekilde insanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki, kuvvetlerimize ateş açılmaz, kanlı bir çatışmaya yol açılmaz.

Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz. Bu karara ancak bütün politik, diplomatik yolları denedikten sonra mecbur kalarak vardık. Bütün dost memleketlere, bu arada son zamanlarda yakın istişarede bulunduğumuz dost ve müttefiklerimiz Amerika ve İngiltere’ye meselenin müdahalesiz halledilmesi, diplomatik yollardan halledilebilmesi için, gösterdikleri iyi niyetli çabalar için şükranlarımı belirtmeyi borç bilirim. Eğer bu çabalar sonuç vermediyse elbette sorumlusu bu iyi niyetli gayretleri gösteren devletler değildir. Tekrar bu hareketin insanlığa, milletimize ve bütün Kıbrıslılara hayırlı olmasını dilerim. Allahın milletimizi ve bütün insanlığı felaketlerden korumasını dilerim.”

Cumhuriyet tarihi boyunca Türk askerini, yalnızca Türkiye’nin inisiyatifi ve kararıyla ilk kez ülke sınırları dışına taşıyan harekâtın ardından Bülent Ecevit böyle konuşmuştu. Kıbrıs Barış Harekâtı, siyasette geçirdiği yaklaşık elli yıllık dönemde Ecevit’in dış politika konusundaki en büyük başarısı olarak anılacak ve kendisine “Kıbrıs Fatihi” unvanını kazandıracaktı.

Elinizdeki kitap, Ecevit’in uzun siyaset hayatı boyunca dış politika konusunda yazdıklarından ve söylediklerinden oluşuyor.

Dr. Fazıl Küçük Ve Kıbrıs

Dr. Fazıl Küçük ve KıbrısYazar: Rukiye Maden

Tarihçi Kitabevi

328 Sayfa

ISBN: 978-605-4534-48-7

Boyut: 13.5 x 21.0

Karton Kapak – 2. Hamur

2014

(görsel: tarihcikitabevi.com, bilgi: istanbulkitapcisi.com, tarihcikitabevi.com)

Açıklama:

Sunuş

Dr. Fazıl Küçük, Kıbrıs Türklerinin Milli Mücadele kahramanı ve sembol isimlerinden birisidir. Hayatını Kıbrıs Türklerinin varlığını korumaya adamış büyük bir devlet adamıdır.

İkinci Dünya Savaşı sonunda Kıbrıs’ın yönetimini bırakmak isteyen İngiltere, 1947’de Paris Anlaşması’yla İtalyanlardan aldığı Menteşe Adaları’nı (On İki Ada) Yunanistan’a vermiştir. Bu ödülle Megali İdea düşüncesine tekrar dönen Yunanistan, Kıbrıs’ın da kendisine verilmesi için büyük bir çaba içine girmiştir. Nitekim 16 Şubat 1951’de Yunanistan Başbakanı Sofoklos Venizelos “Kıbrıs’ın Yunanistan’a katılması” isteğini açıklamıştır. İngiltere’ye bu yönde yapılan girişimler sonuçsuz kalınca, bu defa konuyu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na götürmüşlerdir. Birleşmiş Milletler’in konuyu ele almaması Yunanistan’da büyük bir düş kırıklığına sebep olmuştur. Bu gelişmeler üzerine Kıbrıs Rumları “Kıbrıs Mücadelesi İçin Milli Teşkilat” (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) anlamına gelen kelimelerin baş harflerinden oluşan EOKA terör örgütünü kurmuşlardır. General Grivas’ın öncülüğündeki tedhiş örgütü, devlet dairelerine ve Ada Türklerine saldırılar başlatmıştır. 21 Haziran 1955’de Rum tedhişçilerin attıkları bombalarla on dört Türk yaralanmıştır. Ertesi gün Dr. Fazıl Küçük, Türk Hükümeti’ne bir telgraf göndererek, Kıbrıs Türklerinin güvenliğini Türkiye’ye bıraktıklarını bildirmiştir. Bu sıkıntılı süreçten sonra Ada’nın geleceğiyle ilgili bütün görüşmelerde Kıbrıs Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü görmek mümkündür. 1931 yılından itibaren muhtelif gazetelerde yazdığı köşe yazılarıyla ve 1943 yılından itibaren ise “Halkın Sesi” adlı gazetesiyle halkı aydınlatma ve örgütleme yolunda büyük çaba gösteren Dr. Küçük, hekimlik ve fikir adamlığı yanında iyi bir teşkilatçı olduğunu birçok savunma örgütü kuruculuğuna önderlik ederek de ispatlamıştır. Bu örgütlerden en önemlisi, Türk Mukavemet Teşkilatı’dır. Kısa adı “TMT” olan Türk Mukavemet Teşkilatı, Rum saldırılarına karşı Kıbrıs Türklerinin en önemli güvencesi olmuştur.

1959 yılı başlarında yapılan Zürih ve Londra Anlaşmaları sırasında Ada Türklerini büyük bir liyakatle temsil eden Dr. Küçük, bu anlaşmalarla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Türk toplumunun güvencesi olmuştur. Bu yıllarda Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş omuz omuza Kıbrıs Türklerinin mücadelesinde öne çıkmışlardır. İki liderin de birçok ortak yanı bulunmakla beraber en önemli özellikleri Anavatan Türkiye sevgisi ve güvenidir. Kıbrıs Cumhuriyeti, Rumların Enosis gayretleri neticesi işlemez hale gelince bu iki lider Geçici Türk Yönetimi’ni kurmaya zorlanmış, 28 Aralık 1967’de kurulan yönetimin başına Dr. Fazıl Küçük, başkan yardımcılığına da Rauf R. Denktaş getirilmiştir. Bu tarihten sonra Kıbrıs Türklerinin Rumlarla birlikte yaşama girişimleri sonuçsuz kalmış ve fiilen bölünmüş olan iki toplum 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile bağımsız iki cumhuriyet haline gelmiştir.

Türkiye’nin milli davası olan ve uğruna birçok canlar feda edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bayrak isimleri Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’tır. Kıbrıs davasının öncüsü, değerli devlet adamı Dr. Fazıl Küçük’ü bilimsel olarak inceleyen Rukiye Maden’i başarılı çalışmasından dolayı kutlar, bu vesileyle adını Kıbrıs tarihine altın harflerle yazdıran bu kıymetli şahsiyetin hayatı ve toplumu için yaptığı mücadelenin genç nesiller tarafından daima hatırlanmasını dilerim.

Prof. Dr. Süleyman Beyoğlu

20 Temmuz 1974 Şafak Vakti – Kıbrıs

20 Temmuz 1974 Şafak Vakti - Kıbrıs

Yazar: Mesut Günsev

Alfa Yayınları

230 Sayfa

ISBN: 9789752975293

2004

(görsel: dr.com.tr, bilgi: alfakitap.com)

Açıklama:

20 Temmuz; özgürlüğe ve insanca yaşama hakkına sahip onurlu bir halk olarak varlığımızın pekiştirildiği ve dünyaya ilan edildiği unutulmaz gündür.

20 Temmuz; 15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen ve tüm Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan Enosis amaçlı faşist darbeye “DUR” denilen, hem Türk hem de Rum toplumuna özgürlüğün getirildiği, Yunanistan’a bile demokrasiyi geri getiren bir olgudur.

20 Temmuz; Kıbrıs Türk toplumunun imhasını önlemek amacıyla yasal garantörlük hakkının Anavatan tarafından (çok pahalıya mal olacağı bilinerek) kullanıldığı, Mehmetçik,in soydaşları uğruna seve seve canını feda etmeye koştuğu gündür.

20 Temmuz; Ada’da yıllarca süren savaş ve huzursuzluk ortamının her iki toplum için barış ve güven ortamına dönüşmesini sağlayan haklı bir müdahalenin tarihi başlangıcıdır.

Kıbrıs Sarmalı – Nasıl Bir Çözüm?

Kıbrıs Sarmalı Nasıl Bir Çözüm?Yazar: Hüner Tuncer

Kaynak Yayınları

264 Sayfa

ISBN: 9789753436441

Boyut: 14.0 x 20.0

Karton Kapak – 3. Hamur

2012

(görsel: kaynakyayinlari.com, bilgi: kaynakyayinlari.com, dr.com.tr)

Açıklama:

300 yıllık Osmanlı toprağı Kıbrıs, 1878’de İngilizlere terk edilirken Ada’daki Türk nüfusun geleceği, hiçbir güvenceye bağlanmamıştı… Kıbrıs Türk toplumu, o tarihten beri kâh tek başına kâh Rum komşuları ile birlikte, kâh Rum komşularına karşı kâh da İngiltere ve AB’ye karşı “kendi kaderini özgürce belirleme hakkı” mücadelesi veriyor. Özellikle 1950’lerden beri “Kıbrıs sorunu”, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerindeki değişmez gündem maddelerinden biri oldu. Soruna müdahil olan Batılı devletler, sorunu çözmek yerine sarmala dönüştürdüler.

Macmillan Planı, Acheson Planı, de Cuéllar Planı, Annan Planı… Zürih Antlaşması, Londra Antlaşması, Dört Nokta Anlaşması, On Nokta Anlaşması, Ortaklık Konseyi Anlaşması… Cenevre Protokolü, İşlevsel ve Yapısal İşbirliği Protokolü… Taraflar arasında sayısız görüşme ve Zirve Toplantıları… “Kıbrıs Sorunu”nda “çözümsüzlük” sürüyor.

Deneyimli diplomat ve uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Hüner Tuncer, 1950’den günümüze Kıbrıs Sarmalı’nın tarihini ve bu tarihin ortaya çıkardığı dersleri anlatıyor bu kitapta…

Tarihten Gelen Çığlık – Kıbrısta Soykırım (1955 -1974)

Tarihten Gelen Çığlık - Kıbrısta Soykırım (1955-1974)  Kıbrısta Soykırım 1955-1974

Yazar: Atilla Çilingir

Derin Yayınları

320 Sayfa

ISBN: 9786055500085

Boyut: 13.5 x 21.5

Karton Kapak – 2. Hamur

2011

(görsel: dr.com.tr, bilgi: bilgeoguz.com, eren.com.tr)

Açıklama:

Bu kitap; sizlere hayata korkusuzca bakan ve özgürlüğe koşarken yok edilen diri diri toprağa gömülenlerin ‘tarihten gelen çığlıklarını’ anlatacak…
Bu kitap: sizlere ata yadigârımız olan Kıbrıs adasında yok edilmek istenen ‘Kıbrıs Türk Halkına’ yaptıkları mezalimler uygulamak istedikleri soykırım suçuyla bu insanlık ayıplarına imza atan Rumların; neler yaptıklarına tanıklık edecek…
Tarihin yazıldığı bazı defterler vardır! O defterlere konu olan gerçekler günü geldiğinde sorgulanır sonucu alınır ve bir daha açılmamak üzere kapanır…
Ama bazıları ise hep açık kalır! Hele o defterin başında ‘Kıbrıs Türk’üne Uygulanan Soykırım’ yazılı ise! Ve bugüne kadar bu insanlık suçunu işleyen Rumlar; uluslar arası yargı karşısında değil hesap vermek en azından bu utançlarını kabul ederek Kıbrıs Türk Halkından özür bile dilememişlerse!
Ya sizler! Yıllardan beri bu gerçekleri görmezden ve duymazdan gelen barış havarileri batılı devletler…
Ve sizler! İnsan hakları ve evrensel hukukun temsilcileri! Hukukun üstünlüğü sadece sizler için mi geçerli?
Ya tarihten gelen bu çığlıklara ne demeli?
Ey Rumlar! Ey insanlık âlemi! Size sesleniyorum:
Bu suçu işleyenler; bu bedeli uluslararası platformda ve hukuken mutlaka ödemeli…
” Yiğitlerin kalbi sırların mezarıdır…”

30 Sıcak Gün

30 Sıcak Gün

Yazar: Mehmet Ali Birand

Yazarın Kendi Yayını

560 Sayfa

Boyut: 12.8 x 19.6

Karton Kapak – 2. Hamur

1978

Açıklama:

Yakın Türk Tarihinin en önemli otuz gününün, olayları yanıbaşından izleyen başarılı bir genç gazetecinin kaleminden heyecanlı öyküsü. Kıbrıs Harekatı ile ilgili kararın Ankara’da alınışı, müdahale sırasındaki duyulmamış olaylar ve Cenevre konferansının kapalı kapılar ardındaki pazarlıkları…30 Sıcak Gün’ü Türkiye’de ve dışarıda tercümesini okuyan herkesin birleştiği nokta şudur: “Kıbrıs olaylarının bu derece gerçekçi, tarafsız ve heyecanlı bir öyküsü yazılmadı”. 30 Sıcak Gün, Kıbrıs Rum ve Yunan basınında yayınlanan tek kitap oldu.

Gazeteciler Cemiyeti’nin 1976 Yılı Birincilik Ödülünü oy birliği ile kazanan tek eser 30 Sıcak Gün, bir gün tarih yazılırken gençlere ışık tutacaktır. (Arka Kapak)

BİNLERCE KELİME

Gazeteciler genellikle, günlük gazeteler gibi, olayları 24 saatliğine yaşarlar. 24 saat daha dolmadan okuyucuların gazeteyi atıvermesi gibi, onlar da yeni olaylara dalarlar.

1974 Kıbrıs krizinin başından sonuna kadar içinde yaşadım. Müdahale devresini Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinin yazı işlerinde, Cenevre konferanslarını da yerinde izledim.

Türkiye Cumhuriyet tarihinin bu en büyüklerinden biri sayılan «olay» sırasında, herkes gibi zaman zaman heyecanlandım, üzüldüm, sevindim… Ardı ardına demeçlerle, birbirini iyi niyetli olduğuna inandırmaya çalışan, haklılığını savunan liderleri, Ottawa’daki Türk – Yunan Dışişleri bakanlarını, sonra Brüksel’deki Türk – Yunan başbakanlarının birbirlerini ikna etmeye çalışışlarını yakından gördüm. Dağlarda bir amaç için çarpışan asker ile sabahlara kadar uyumadan didişen diplomat arasındaki garip ilişkiyi hissettim… Gerçeklere tamamen aykırı resmi açıklamaları duydum, uluslararası baskı metodlarını, tehditlerini izledim.

Bütün bu olayları anlatabilmek için gazeteme binlerce kelime yazı yazdım. Ancak hepsi belirli devrelerde, belirli koşullar altında yapılmış, belirli değerlendirmeleri yansıtıyordu. 24 saat yaşadılar ve ertesi gün hepsi bir kenara atıldı… Oysa bir amaç için çarpışan, didişen insanların çabaları, hesapları, gözden kaçmış gerçekler, önemli olaylar ve gizli tutulan gelişmeler vardı… Türk’ünün de Yunanlısının da, başka ülkelerin başka insanlarının da…

Boyutları hepimizi birkaç defa aşan Kıbrıs olaylarının «EN SICAK 30 GÜNÜNÜ» daha unutulmadan, çeşitli nedenlerle açığa çıkmamış yönleriyle toplu halde anlatmak istedim. Türk’ün, Yunanlının, askerin, diplomatın, sokaktaki insanların aynı anlarda neler düşündüklerini, olaya hangi açıdan baktıklarını araştırdım. Bunu yaparken, yazdığım her satırı görgü tanıklarının anlattıklarına, resmi belgelere ve yapılmış açıklamalara dayandırdım. Bir tarafın söylediğine gösterilen tepkiyi, diğerinlen karşılaştırdım. Kesin kararlar alan kişilerin yanında, onlara yakın çalışanlarla da konuştum. Amacım ne akademik bir değerlendirme yapmak, ne de abartılmış bir «Kıbrıs Zafernamesi» yazmaktı. Sağlam belge ve tanıklara dayanarak, olaylarda rol almış kişilerin amaçları, hisleri, heyecanları ve karşılıklı duydukları kuşkularla yoğunlaşan anlaşmazlıklar dizisini, iyiniyet ve sorumluluk duygusu içinde anlatabilmekti… Herkesce bilinen, ancak eksik bilgiden doğan yanlış «değerlendirmeleri – abartmaları» önlemekti…

Kitabı, Türkiye, Amerika, Yunanistan ve İngiltere’de bulunan ilgili kişilerle yaptığım konuşmalar ve araştırmalarla, altı ayda tamamlıyabildim. Olaylar sırasında birinci derecede yer almış olanlardan, tanıklık etmiş olanlara kadar toplam 95 kişiyle konuştum. Bazıları bilgi verdiler, bazıları sadece şahsi görüşlerini, bazıları değerlendirmelerini anlattılar, bazıları da benim için son derece önemli herhangi küçük bir detayı aydınlatmakla yardımcı oldular. Verdikleri bilgi, kişisel görüş ve değerlendirmelerin sıcaklığını henüz kaybetmemiş olaylar sırasında spekülasyona kaçılmadan, sorumluluk duygusu içinde değerlendirileceği konusunda gösterdikleri güven ve dostluğa teşekkür ederim.

Kıbrıs olayları sırasındaki görevleriyle:

TÜRKİYE’den Başbakan Bülent Ecevit, Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı Hasan Esat Işık, Maliye Bakanı Deniz Baykal, Adalet Bakanı Kazan, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, DP Genel Başkanı Ferruh Bozbeyli, CHP Milletvekili Haluk Ülman, MSP Genel-başkan Yardımcısı İsmail Müftüoğlü, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Emin Alpkaya, Korgeneral Musa Öğün, Türk Genelkurmay yetkilileri, Büyükelçi Orhan Eralp, Büyükelçi Coşkun Kırca, Büyükelçi Kamran Gürün, Büyükelçi Osman Olcay, Orta Elçi Ecmel Barutçu, Orta Elçi Turgut Tülümen ve son derece önemli noktalarda bilgi verip yol göstermelerine rağmen, isimlerinin özellikle yazılmamasını isteyen Dışişleri Bakanlığı mensupları, harekata fiilen katılmış veya kumanda mevkiinde bulunmuş Türk Hava, Kara ve Deniz kuvvetleri mensupları.

YUNANİSTAN’dan, Dışişleri Bakanı G. Mavros, Dışişleri Bakanlığı Siyasi Planlama Genel Müdürü D. Bitsios, Dışişleri Bakanlığı genel sekreteri M. Vlahos, Dışişleri Bakanının özel danışmanı Kyriazidis, Ankara’da Büyükelçi Kozmodopulos.

İNGİLTERE’den, Ankara’da İngiliz Büyükelçisi Sir Horaca Phillips, Dışişleri Bakanlığı Enformasyon dairesi genel Md’ü Tom MacCaffrey, Dışişleri Bakanlığı Türkiye ile ilgili daire yöneticilerinden Bayan Wright ve Bayan Fort, Atina’daki İngiliz Büyükelçiliğinin isimlerini açıklamak istemeyen diplomatları.

AMERİKA’dan, Dışişleri Bakanlığı Türkiye – Yunanistan – Kıbrıs – Malta ile ilgili daire müdürü W. Eagleton, Dışişleri Bakanlığı Türkiye dairesinden Mr. H. Kirby ve Mr. Hishorn, ABD’nin Ankara Büyükelçisi M. Macomber, USIS (ABD Haberler Merkezi) İstanbul ve Ankara büroları yetkilileri ve isimlerinin hiç bir şekilde hiç bir yerde gösterilmesini istemeyen ABD Dışişleri yetkilileri.

KIBRIS’dan, New York’da görüştüğüm Başpiskopos Makarios, Kıbrıs Rum Devlet Başkanı G. Klerides, Kıbrıs Türk Toplumu Başkanı Rauf Denktaş, Türk yönetimi Ticaret Bakanı Vedat Özçelik, Başpiskopos Makarios’un özel danışmanı M. Kyprianou.

VE Atina Milliyet muhabiri Cem Başar, UPI büro şefi BBC – Guardian Atina muhabiri David Tonge, To Vima gazetesi diplomatik muhabiri H. Bousbourellis, Akropolis gazetesi diplomatik muhabiri Kamvisis, Le Monde gazetesi muhabirleri Eric Rouleau ve Marc Marceau, harekatı Kıbrıs’ta izleyen UPI muhabiri John Harris, Guardian’dan P. Keatiy, London Times’den Randall, Daily Mail’den J. Dickie, New York Times’dan Flora Lewis, ile dokümanlarm bulunmasında yardımcı olan İngiliz, Amerikan, Türk meslekdaşlarım, Milliyet Gazetesi Ankara bürosundan Orhan Tokatlı, Orhan Duru, Nilüfer Yalçın,

… Ve bana bu kitap fikrini verip destekleyen eşim CEMRE BİRAND’a teşekkür ederim.

Mehmet Ali Birand

Viking Efsaneleri

Viking Efsaneleri

Yazar: Jennie Hall

Çevirmen: Nisan Benzergil

İlya Yayınları

144 Sayfa

ISBN: 978-9944-260-44-2

Boyut: 13.5 x 19.5

Karton Kapak – 2. Hamur

2014

Açıklama:

İzlanda, soğuk denizin kuzeyinde küçük bir ülkedir. İnsanlar bin yıl önce bu küçük ülkeyi keşfettiler ve orada yaşamaya başladılar. Sıcak aylarda balık tutar, balık yağı çıkarır, deniz kuşlarını avlar, tüy toplar, koyunlarını güder ve ot kuruturlardı. Ama kışlar uzun, karanlık ve çok soğuk geçerdi. Erkekler, kadınlar ve çocuklar evlerinden dışarıya çıkmaz, yün eğirir örgü örerlerdi. Tüm aile, odanın ortasındaki ateşin etrafında saatlerce otururdu. Çocuklar yerde ateşin yanında, anne babaları ise uzun dar bir koltukta otururlardı. Herkesin elinde mutlaka yün olurdu. El işi yapan insanlar, bir yandan da düşünür veya konuşurlardı. Ne mi konuşurlardı? Yazın tuttukları balıklan, avladıkları bir tilkiyi, Norveç’e yaptıkları yolculuğu. Ancak bir zaman sonra bu konuşmalardan sıkılırlar efsane anlatmaya başlarlardı. (Arka Kapak)

İçindekiler:

-Destanlar 7

I. BÖLÜM – NORVEÇ’TE BEBEK

-Norveç’te Bebek 10

-Diş Kölesi 13

-Olaf’ın Çiftliği 18

-Olaf’ın Havard’la Kavgası 28

-Düşmanların Korkusu 33

-Kral Harald 37

-Harald’ın Savaşı 44

-Gyda’nın Küstah Mesajı 51

-Deniz Savaşı 58

-Kral Harald’ın Düğünü 63

-Kral Harald Batıya Gidiyor 68

II. BÖLÜM – BATIDA DENİZ AŞIRI TOPRAKLARDA

-İzlanda 73

-Kızıl Eric 100

-Leif ve Yeni Ülkesi 114

-Güzel Vinland 124

-Sonsöz 139

-Okuma Listesi 142

Pearl Harbor’dan Hiroşima’ya – 1941-1945

Pearl Harbour'dan Hiroşima'yaYazar: Levon Panos Dabağyan

Kum Saati Yayınları

333 Sayfa

ISBN: 975-8414-08-9

Boyut: 13.4 x 21.0

Karton Kapak – 2. Hamur

2004

Açıklama:

TAKDİM

PEARL – HARBOR’DAN HİROŞİMA’YA

Dünyayı kan ve gözyaşına boğan ikinci Dünya Savaşı’nın üzerinden bunca zaman geçti. Savaş sonrası Yeni Dünya Düzeni’nin haritasını çizen ve tarihini yazan galiplerdi. İnsanlığa kırım, katliam ve gözyaşının tarihi galipler tarafından öğretil(di). Galipler; yani, uluslar arası sermaye çevreleriyle jandarmalığını yapan ABD ve yandaşları.

İkinci Dünya Savaşı aynı zamanda büyük bir insanlık ayıbı olan soykırımla tanıştı. Hemen herkes soykırım dendiğinde Yahudileri hatırlamakta hemfikirdirler. Oysa ikinci Dünya Savaşı’nın tek ve gerçek kurbanlarının Stalin Rusyasının Türkleriyle, Asya’nın Japonları olduğunu hiç kimse hatırlamaz. Hatırlamak istemez. Ne var ki, tarihi gerçekleri tersyüz etmekte usta olan ABD ve sermaye çevreleri, önlerinde en büyük engel olarak gördükleri Asyalı milli Japon gücünü kırmak zorundaydılar. Nitekim bunun için insanlık adına son derece utanç verici ve ahlaksız bir şekilde atom bombasını Japonlar üzerinde denemekten çekinmemişlerdir. Oysa, Batılı (ABD) hempalarının arsızca saldırdıkları Pasifik savaşlarının sonuna doğru. Japonlar zaten savaşın bitmesi için sürekli barış şartlarını aramaktaydılar. Aşağılık bir saldırıyla (Atom bombasının atılması) Japonlar teslim olduğunda, Asya’nın bu şerefli milletinin, şerefine uygun hareket etmekten başka çaresi kalmamıştı. Bu teslimiyeti askerlik ve milli şereflerine yakıştıramayan Japon askerleri, Kamikaze uçaklarıyla yaptıkları Harakiri (intihar) saldırılarıyla, Asya ruhunu sözde galiplerin(!) suratlarına bir şamar gibi çarpıyorlardı.

Pek çok ibret verici, bu şeref ve fazilet sahnelerinden sadece biri olan Amiral Ugaki’nin, 24 Kamikaze uçağı ile yaptığı ölüm dalışı sanırız bu Asyalı ruh hakkında bize çok şeyler anlatacaktır:

“Filo komutanı Amiral Ugaki, bir an Pasifik Okyanusu’nun uçsuz bucaksız enginliklerine baktıktan sonra, uçaklar arası telsizle, hüzünlü fakat gayet metin ifade taşıyan gür bir sesle:

– Dikkat! Filo komutanından filoya… Son görevinizi yapmaya hazır olun… Emrim, topyekün taarruz dalışıdır. Yaşasın imparator”

Başta Amiral Ugaki olmak üzere, mesajı alan 24 uçaktan oluşan Kamikaze Filosu, Pasifik’in sonsuz derinliklerine doğru pike yaptı. Vatanına ve geleneklerine son derece bağlı olan bu kahraman asker Ugaki, emrindeki filo ile birlikte hayatına tam bir Kamikaze pilotu olarak son vermiştir.

Yazar Dabağyan, uzun araştırmalarına dayanan bu eserinde, sadece bir savaş günlüğü formuna bağlı kalmaksızın, hemen hemen Japonya ve Japon milletine özgü adetlerden, folklora, antropolojiden, ekonomik yapıya kadar ele aldığı konularla önümüze, kuru ve sıkıcı bir çalışma yerine, yaşanılan ve canlı bir Japonya panoraması seriyor.

Ancak, yazarın eserin başında Japonya’nın yakın geçmişi, endüstriyel ve ekonomik yapısı hakkında vermiş olduğu bilgiler, kitabın ilk kaleme alındığı 70’li yılların sonu olduğundan, doğal olarak, bugünkü (2001) yıllarla kıyas kabul etmeyecek farklılıklar kendini gösterecektir.

Eserin ruhuna aykırı düşeceği düşüncesiyle, bugüne ait herhangi bir eklemede bulunmayı bu sebeble uygun bulmadığımızı, okuyucularımızın da bunu hoş göreceklerini ümit ederiz.

Oldukça akıcı bir dil ve üslub içinde kaleme alınan ve bugüne kadar yazılan ve bilinen ikinci Dünya Savaşı’yla, mağluplarla galiplerin durumlarının tam tesirini yansıtan “Pearl-Harbor’dan Hiroşima’ya” adlı bu eserde, gerçeklerin çiğ parıltısıyla karşılaşacaksınız.

Gözlerinizin kamaşmasına, zihninizin başkaldırısına hazır mısınız?

Nisan, 2001, Lahey Erol Cihangir

İçindekiler:

-Önsöz 11

BİRİNCİ BÖLÜM

-Güneş imparatorluğu 15

-İktisadi Hayat ve Ziraat 16

-Sanayileşme 17

-İstatistik 20

-Tarih 21

-Japon İmparatorluğunun Gökten İnişi 24

-İlk imparator 28

-İmparatorluk Hakimiyetinin Yeniden Tesisi 37

-Japon Milletinin Özellikleri ve Aile Hukuku 40

-Japon Hayatında Çizgiler 42

-Japon Hamamı 43

-Japonlarda Çiçek ve Ağaç Sevgisi 44

-Japon Sanatı Hakkında 45

-Japon Nezaket Kuralları 45

-Geyşalar 46

-Yetişme Tarzları – Görevleri 49

-Sahte Geyşalar 51

-Japon Giyimi 55

-Yelpazenin Mucidi 56

-Santo Dininde ibadet Şekli 61

-Japon Ordusu 64

-Japon Milletinin Askerlik Anlayışı 66

-Avrupa Gözünde Japon Ordusu 68

-Baskın Harbi 69

-Taaruzlarda Japon Savaş Taktiği 68

-Baskın Harbi 69

-Rus – Japon Harbi ve Sebepleri 69

-Port – Arthur Baskını 70

-Kara Savaşları 71

-Portsmouth Anlaşmasındaki Maddeler 73

-Japonya’nın Günümüzdeki Durumu 76

-1972-1973 Mali Buhranı 81

-Japon Parlamentosu 87

İKİNCİ BÖLÜM

-Japonya’yı II. Dünya Harbine İten Sebepler 89

-Japonya Harbe Hazırlanıyor 117

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

-Pearl Harbor Baskını 129

-Japon Harp Planı 132

-Amerikan Üssünün Durumu ve Baskın Harekatı 139

-Cephe Cephe Baskın Harekatı 148

-Japonların Kayıpları 153

-Diğer Cepheler – Midway 163

-Wake Adası’nın Stratejik Durumu 164

-Hong – Kong’un Stratejik Durumu 168

-Malaya – İngiliz Borneosu Thailand 170

-Japon Taaruz Planı 172

-Filipin Seferi 181

-Askeri Durum 182

-Japon Stratejisi ve Taaruz Harekatı 188

-Bataan Harekatı 194

-Hedef Burma 201

-Çin Ordusu Harekata Katılıyor 203

-Felemenk Doğu Hint Adaları Seferi 206

-Adaların Savunma Durumu 206

-Cava Deniz Savaşı 212

-Tokyo’ya İlk Hava Taaruzu 215

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

-Midway ve Japonya Harp Tarihinin Dönüm Noktası 221

-AJeutian`lar 227

-Müttefik Karşı Taaruz Harekatı 236

-Savo Adası Deniz Muharebesi 238

-Doğu Solomon Adaları Deniz Muharebesi 239

-Japon Kuvvetlerine Vurulan Darbe 246

-Amiral İsoroku Yamamoto Öldürülüyor 246

-Amiral Yamamoto’nun Kişiliği 251

-Özel Hücum Kıtaları – Kamikazeler 256

-Japonların Yeni Silahı Dehşet Saçan Balonlar 271

-Sonun Başlangıcı 275

BEŞİNCİ BÖLÜM

-Japonya Üzerine Atom Saldırısı 291

-Hedef Hiroşima 306

-Hedef Nagazaki 315

-Japonlar Teslim Oluyor 316

-II. Dünya Savaşının Korkunç Sonucu 325

-Kaynaklar 331

Türkiye’de Göçmen Kaçakçılığı: Mülteci Krizinin ‘Öteki’ Yüzü

Türkiye'de Göçmen Kaçakçılığı: Mülteci Krizinin 'Öteki' Yüzü

Yazarlar: Elif Özmenek Çarmıklı, Merve Umay Kader

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu – USAK Raporları No:45

48 Sayfa

ISBN: 9786059292023

2016

(görsel ve bilgi: usak.org.tr)

Açıklama:

USAK Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından hazırlanan “Türkiye’de Göçmen Kaçakçılığı: Mülteci Krizinin ‘Öteki’ Yüzü” başlıklı USAK raporu yayınlandı. İngilizce ve Türkçe hazırlanan rapor, Türkiye-AB Ortak Eylem Planı’nın düzensiz göçün önlenmesi konusundaki hassasiyetini göz önünde bulundurarak, Türkiye’nin önünde önemli bir sorun olarak duran göçmen kaçakçılığına odaklanıyor. Bu bağlamda Türkiye’de göçmen kaçakçılığının genel işleyişi, Suriye’deki krizle beraber meydana gelen değişiklikler ve Eylem Planı sonrasında olası değişiklikler ele alınıyor.

Kaynak:

http://www.usak.org.tr/_files/1452016093638-3GXT8YMFFD.pdf