Osmanlı Sularında Rekabet – Mesajeri Maritim Vapur Kumpanyası (1851-1914)

 

Osmanlı Sularında RekabetYazar: Süleyman Uygun

Kitap Yayınevi – Akademik Dünya Dizisi

400 Sayfa

ISBN:  978-605-105-152-9

Boyut: 16.0 x 21.0

2015

(görsel: ilkekitap.com, bilgi:  ilkekitap.com, kitapyayinevi.com)

Açıklama:

ÖNSÖZ

Merkantilist kapitalizminin 19. yüzyıla kadar önemli bir aracı olan yelkenliler, sanayi devrimiyle buharlı gemilere dönüşerek kapitalizmin vazgeçilmez uluslararası taşımacılık aracı haline geldiler. Endüstriyel üretim arttıkça buharlı deniz nakliye şirketlerinin varlıkları hayati bir ihtiyaç haline gelmeye başladı. Hatta şirketler devletlerin gücünün birer sembolü haline dönüştüler. Sanayi hamlesiyle beraber Avrupa endüstrisinin hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalan buharlı gemi sahibi armatör-tüccarlar, devlet ortaklığında büyük buharlı deniz nakliyat şirketleri oluşturdular. İlk olarak Büyük Britanya ve Avusturya öncülüğünde devlet-özel sektör ortaklığında oluşturulan buharlı deniz taşımacılığı rekabetine Fransızlar, Mesajeri Maritim Kumpanyasıyla (1851-1977) katıldılar. Kumpanyanın kuruluşundaki temel amaç ilk dönemler Akdeniz ve Karadeniz’deki liman kentleriyle Marsilya arasında düzenli posta ve ticaret bağlantıları oluşturmak, daha sonra da bu bölgelerdeki başarıya bağlı olarak faaliyetlerini denizaşırı sömürgelere yaymaktı. Kumpanya, 19. yüzyılın sonuna gelindiğinde bu hedeflerini gerçekleştirerek, Fransız sömürgecilik tarihinde önemli bir rol oynadı.

19. ve 20. yüzyıllarda Osmanlı coğrafyası ve dünyada yaşanan, büyük siyasi olaylara ve değişimlere sebebiyet veren, hatta devletlerin hükümran ya da tabi, sömüren ya da sömürülen olmalarında bir araç olarak hayati bir öneme sahip olan buharlı deniz nakliye şirketlerinin yapıları, faaliyetleri ve amaçlarının irdelenmesi, Avrupa egemenliğinin doğası ve yayılması üzerine doğru bir fikir verecektir. Bu tür nakliye şirketlerine dair çalışmalara bugüne kadar Türk tarihçiliğinde gereği kadar yer verilmemesi önemli bir eksikliktir. Bu bağlamda Osmanlı sularındaki yabancı rekabetin ve Fransız sömürgeciliğinin kolları ve öncülü mahiyetinde olan Mesajeri Maritim Kumpanyası çalışmamıza konu olmuştur. Osmanlı resmi belgelerinde Mesajeri Maritim Kumpanyası olarak adlandırılan bu şirketin zamanla isim değişikliklerine gittiği ve Mesajeri Nasyonal, Mesajeri İmperyal gibi isimler kullandığı da görülmektedir. Ancak belgelerde daha çok Mesajeri Maritim Kumpanyası geçtiğinden bu ismi kullanmayı uygun gördük.

Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. “Mesajeri Maritim Kumpanyasının Kuruluşu ve Yapılanması” başlığını taşıyan ilk bölümde şirketin kuruluş ve gelişim sürecinde iç organizasyonunda ve faaliyet ağında geçirmiş olduğu değişimler ve bu değişimlerin şirketin faaliyetlerine etkisi üzerinde durulmuştur. “Doğu Akdeniz’de Fransız Taşımacılığı ve Mesajeri Maritim Kumpanyasının Rolü” adlı İkinci Bölümde kumpanyanın İskenderiye, Beyrut, Mersin, İzmir, Selanik ve İstanbul gibi Doğu Akdeniz’in belli başlı önemli liman kentlerindeki faaliyetleri üzerinde durulmuştur. “Karadeniz ve Aşağı Tuna’da Fransız Taşımacılığı ve Mesajeri Maritim Kumpanyasının Rolü” adlı Üçüncü Bölümde de kumpanyanın Aşağı Tuna (İbrail, Kalas), Samsun ve Trabzon gibi belli başlı Tuna ve Karadeniz liman kentlerindeki faaliyetleri ele alınmıştır. “Mesajeri Maritim Kumpanyasının Osmanlı Topraklarındaki Siyasi ve Sosyal ve Kültürel Faaliyetleri” adlı Dördüncü Bölümde ise ilk alt başlıkta posta taşımacılığı bağlamında “Zararlı Neşriyat”ın Osmanlı Devleti’ne girişinde bir araç olarak MM Kumpanyasının rolü ele alınmıştır. Diğer bir alt başlıkta ise şirket buharlıları üzerinden Osmanlı sularında taşınan kaçak yolcu ve emtia gibi illegal taşımacılık faaliyetleri anlatılmaya çalışılmıştır. “Mesajeri Maritim Kumpanyasının Osmanlı Devleti’ndeki inşa Faaliyetleri” adlı başlıkta ise şirketin Osmanlı Devleti’ndeki varlığını kalıcı hale getirmek için önemli ticaret güzergâhları üzerindeki stratejik noktalarda yaptığı inşa faaliyetleri ele alınmaktadır. Son olarak şirket buharlılarının maruz kaldığı kazalardan doğan anlaşmazlıkların Osmanlı Devleti’ndeki hukuksal gelişim süreci içinde Mesajeri lehinde çözümlenmesi, şirket misyoner ilişkisi ve şirketin reklam ve pazarlama politikası ele alınmaya çalışılmıştır.

Değerli zamanını ayırarak doktora tezime dayanan bu çalışmanın daha gerçekçi bir zemine oturmasına yardımcı olan çok değerli hocam Prof. Dr. Azmi Özcan’a sonsuz minnettarlığımı sunarım. Ayrıca konunun belirlenmesinden başlayarak çalışmanın her aşamasında, denizcilik alanındaki bilgi birikimi ve engin fikirleriyle yolumu aydınlatan Doç. Dr. İlhan Ekinci’ye ve benimle benzer bir konu çalışan, sürekli istişare halinde olduğum oda arkadaşım Arş. Gör. M. Emre Kılıçarslan’a teşekkürlerimi sunarım.

Bunun yanında araştırmanın yerli ayağını oluşturan Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Beşiktaş Deniz Müzesi Arşivi, İSAM Kütüphanesi, Atatürk Kitaplığı, Bayezid Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Marmara Üniversitesi Kütüphanesi, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi, TBMM Kütüphanesi; yurtdışı ayağını oluşturan, Fransız Milli Arşivi (Archives Nationales de France), French Lines Arşivi (Archives de l’Association French Lines), Fransız Milli Kütüphanesi (Bibliotheque Nationale de France) adlı kurum ve kuruşların idareci ve çalışanlarına gösterdikleri nezaket ve anlayışlarından dolayı teşekkürü borç bilirim. Ayrıca haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğim aileme, değerli eşim Ebru Uygun ve kızım İsra Uygun’a sonsuz muhabbet ve sevgilerimi sunuyorum.

SÜLEYMAN UYGUN

İçindekiler: 

-KISALTMALAR 7

-TABLOLAR 8

-ÖNSÖZ II

-GİRİŞ 15

I. MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ KURULUŞU VE YAPILANMASI 27

-FRANSIZLARIN AKDENİZ’DE DÜZENLİ POSTA TAŞIMACILIĞI GİRİŞİMLERİ 27

-FRANSIZ DENİZ POSTA SERVİSİ VE OSMANLI LİMANLARIYLA İLK DÜZENLİ POSTA İLİŞKİSİNİN KURULMASI 31

-ROSTANDLAR VE LEVANT BUHARLI NAKLİYAT KUMPANYASI 36

-MESAJERİ NASYONAL KUMPANYASI (LA COMPAGNIE DES MESSAGERİES NATİONALES) 39

-MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ DOĞUŞU 40

-28 ŞUBAT 1851 ANLAŞMASI VE MESAJERİ MARİTİM NASYONAL KUMPANYASININ KURULUŞU 47

-FRANSA’DA II. İMPARATORLUĞUN İLAN EDİLMESİ VE MESAJERİ İMPERYAL KUMPANYASI 52

-KIRIM SAVAŞI (1853-1856) VE MESAJERİ İMPERYAL KUMPANYASI 56

-MESAJERİ İMPERYAL KUMPANYASI’NIN FAALİYET AĞINI GENİŞLETMESİ 62

-III. CUMHURİYET VE MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASI 65

-SÜVEYŞ KANALI’NIN AÇILIŞI VE MESAJERİ İMPERYAL KUMPANYASI 67

-III. CUMHURİYET VE MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ FAALİYET AĞININ YENİDEN TANZİMİ 75

2. DOĞU AKDENİZ’DE FRANSIZ TAŞIMACILIĞI VE MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ ROLÜ 90

-MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASI’NIN OSMANLI AKDENİZ LİMANLARINDAKİ FAALİYETLERİ 90

-İSKENDERİYE 92

-BEYRUT 109

-MERSİN 127

-İZMİR 142

-SELANİK 160

-İSTANBUL 172

3. KARADENİZ VE AŞAĞI TUNA’DA FRANSIZ TAŞIMACILIĞI VE MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ ROLÜ 194

-MESAJERI MARİTİM KUMPANYASININ OSMANLI KARADENİZ LİMANLARINDAKİ FAALİYETLERİ AŞAĞI TUNA’DAKİ FAALİYETLERİ 195

-SAMSUN VE ÇEVRESİNDEKİ FAALIYETLERI 211

-TRABZON VE ÇEVRESİNDEKİ FAALİYETLERİ 235

-MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASININ OSMANLI TOPRAKLARINDAKİ SİYASİ SOSYAL VE KÜLTÜREL FAALİYETLERİ 261

-OSMANLI POSTA TAŞIMACILIĞINDA MESAJERİ MARİTİM KUMPANYASI 261

-KAÇAKÇILIK FAALİYETLERİ 271

Son Korsan – Umumi Harpte Alman Korsanı “Deniz Kartalı”nın Maceraları

son korsanYazar: Feliks Fon Lükner

Çevirmen: Fethi Kardeş

Vakit Kütüphanesi Yayını – Ceb Kitapları No:8

374 Sayfa

Boyut:9.6 x 13.2

1937

İçindekiler:

I – İlk avlar 3

II – Denizcilikte ilk günler 35

III- Mektebe dönüş 90

IV – Harp başladı 101

V – Korsanlığa hazırlık 130

VI – Korsanlık başladı 188

VII – Hali adada 222

VIII – Esir 281

IX – Firar 333

Karadeniz’de Türk Donanması (Birinci Dünya Harbi ve Milli Mücadele Dönemi)

karadeniz'de Türk DonanmasıYazar: Figen Atabey

Atatürk Araştırma Merkezi

167 Sayfa

ISBN: 975-16-1908-4

Boyut: 16.0 x 24.0

Karton Kapak – 1. Hamur

2006

(görsel: …, bilgi: atam.gov.tr, babil.com)

Açıklama:

ÖNSÖZ

Birinci Dünya Harbi’nde ve Milli Mücadele döneminde Kara Cepheleri’ni ayrıntılarıyla inceleyen birçok eser bulunmasına rağmen, Karadeniz limanlarında gerçekleştirilen Türk Donanması’nın faaliyetlerini şimdiye kadar ayrıntılı olarak inceleyen eser sayısı çok azdır.

Bunun nedenleri arasında, diğer cephelerde verilen fiili savaşlar sebebiyle, genelde lojistik ve siyasi önem taşıyan bu cephede, Türk Donanması’nın ve Türk denizcilerinin gündemi işgal edememesi bulunmaktadır. Her ne kadar, Birinci Dünya Harbi döneminde Çanakkale Cephesi’ne, Milli Mücadele döneminde ise Batı Cephesi’ne ilişkin birçok araştırma yapılmasına rağmen, bu dönemlere ait Karadeniz’deki Türk Donanması’nın faaliyetleri hak ettiği ölçüde tarih kitaplarına yansımamıştır.

Bugüne kadar konu ile ilgili olarak çalışan araştırmacılar genelde deniz subayları olmuştur. Bunlar arasında Emekli Tuğamiral Afif BÜYÜKTUĞRUL’un “Osmanlı Deniz Harp Tarihi”, Emekli Deniz Albay Saim BESBELLİ’nin “Birinci Dünya Harbi’nde Türk Deniz Harekatı”, Emekli Deniz Albay Mithat IŞIN’ın “İstiklâ1 Harbi Deniz Cephesi”, Emekli Deniz Albay Celalettin ORHAN’ın “Bir Bahriyeli’nin Anılan” adlı eserleri dikkate değerdir. Emekli Deniz Albay Emrullah NUTKU’nun “Yakın Tarihimiz” dergisinde yazdığı makalelerden de bu çalışmada büyük ölçüde faydalanılmıştır.

Çalışma, öncelikle Birinci Dünya Harbi döneminde başta Yavuz Zırhlısı olmak üzere Türk Donanması’mn Karadeniz’de konuşlandırdığı unsurları ile Rus Donanması’m baskı altında tutarak, İtilaf Devletleri’nin Doğu-Batı irtibatını engelleme, Doğu Cephesi’ne yapılan personel ve malzeme nakliyâtını himaye altına alma, Milli Mücadele döneminde harp gemisi olan Aydınreis ve Preveze gambotlarmın dışında derme çatma gemiler ile Batı Cephesi ‘ne yapılan lojistik nakliyâtı ve bunun yanında birçok değerli hizmeti bizzat gerçekleştirerek, Türk Ordusu’nun kesin zafere ulaşmasında Türk Bahriyesinin katkısını arşiv belgelerine dayanarak ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.

Bu eser, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans Tezi olarak yapılan çalışmanın düzenlenmiş hâlidir.

Bu araştırmanın yapılmasında her türlü katkı ve yönlendirmelerinden dolayı Hocam Prof. Dr.Azmi SÜSLÜ’ye; değerli yardım ve katkılarından dolayı Yrd.Doç.Dr. Ahmet Emin YAMAN’a teşekkür ve minnetlerimi sunarım.

Aynca, çalışmam sırasında sonsuz destek ve yardımlarını gördüğüm İstanbul Deniz Tarihi Arşivi’nden Arşiv Uzmanı Nurcan BAL’a, Lalahan Deniz Genel Arşiv Müdürlüğü’nden Arşiv Uzmanı Zehra GÜLBUDAK’a, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kütüphanesi’nden Serpil ÖZER’e ve çalışmanın basımı konusundaki ilgilerinden dolayı Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığına teşekkürü bir borç bilirim.

Figen ATABEY Ankara-2006

İçindekiler:

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ VII

KISALTMALAR IX

GİRİŞ XI

BİRİNCİ BÖLÜM  – TÜRK DONANMASI’NIN RUS LİMANLARINI BOMBARDIMANI VE BİRİNCİ DÜNYA HARBİ’NE GİRİŞ

1. Harbe Giden Yol

2. Goeben (Yavuz) ve Breslau (Midilli) Adındaki Alman Gemilerinin Çanakkale Boğazı’na Sığınmaları 6

3. Alman Harp Gemilerine Türk Bayrağı Çekilmesi ve Türk Donanması’na Katılmaları 9

4. Alman Amiral Souchon’un Türk Donanma Birinci Komutanlığı Görevine Atanması 11

5. Türk Donanmasfnm Karadeniz’deki Rus Limanlarma Baskın Harekâtı 15

6. Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Harbi’ne Girmesi ve Harp ilim 18

İKİNCİ BÖLÜM – BİRİNCİ DÜNYA HARBİ’NDE KARADENİZ’DE TÜRK DONANMASI

Karadeniz’de Faaliyet Gösteren Türk Deniz Gücü ile Türk ve Rus Donanınaları’mn 114u esesi

2. Karadeniz’de Kruvazörler Arasında Çatışmalar 27

3. Karadeniz’de Deniz Nakliyâtının Tesisi 38

4. Karadeniz’de Rus Mayınları ve Alman-Rus Denizaltılarının Mücadelesi 42

5. Karadeniz’de Türk ve Alman Deniz Uçaklarının Hava Desteği 46

6. Rus ihtilâli ve Brest-Litowsk Ateşkesi Üzerine Türk Donanmasının Ege’ ye Hareketi 48

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM – MONDROS MÜTAREKESİ’NE GÖRE TÜRK VE İŞGAL DONANMALARI

1. Mondros Mütârekesi’nin Türk Donanması ile İlgili Hükümleri 53

2. Müttefik İşgal Filolarının Türk Donanması ve Deniz Gücüne Yönelik Girişimleri 55

3. Aydınreis ve Preveze Gambotlarının Karadeniz’deki Faaliyetleri 60

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM – MİLLİ MÜCADELEDE DENİZ KUVVETİ OLUŞTURMA ÇABALARI

1. Milli Mücadele’nin Deniz Stratejisi 69

2. Milli Mücadele’nin Deniz Araçları 71

3. Umür-ı Bahriye Müdürlüğü ve Bahriye Dairesi Reisliği ‘nin Teşkili 73

Karadeniz’de Kurulan Deniz Komutanlıkları ve Teşekkülleri 77

a-Trabzon Nakliyât-ı Bahriye Komutanlığı 77

KARADENİZ’DE TÜRK DONANMASI V (BIRINCI DÜNYA HARBİ VE MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ)

b. Samsun Bahriye Müfreze Komutanlığı 79

c. Ereğli Nakliyat-1 Bahriye Komutanlığı 81

d. Amasra Bahriye Komutanlığı 82

e. Liman Reislikleri ve Kıyı Gözetleme İstasyonları 83

BEŞİNCİ BÖLÜM- 1921 YILINDA KARADENİZ’DE MİLLİ MÜCADELE DONANMASI’NIN NAKLİYAT FAALİYETLERİ VE ÖNEMLİ DENİZ OLAYLARI

1. Milli Mücadele’ye Katılan ya da El Konulan Gemi ve Motorlar 89

2. Karadeniz’den Anadolu’ya Denizyolu ile Yapılan Nakliyat 91

3. 1921 Yılının Önemli Deniz Olayları 97

a. Alemdar Gemisi’nin İstanbul’dan Kaçırılması ve Karadeniz’de Deniz Filosu’na Katılması 97

b. Rüsumât No:4 Vapuru’nun Kaybı 103

4. Müttefik İşgal Filoları’mn Karadeniz’deki Faaliyetleri 104

a. İngiltere, Fransa ve Italya’nın Karadeniz Kıyılarındaki Faaliyetleri 104

b. Yunanistan’ın Karadeniz Kıyılarına Abluka ilanı 105

c. Yunanistan’ın İnebolu’yu Bombardımanı 106

ALTINCI BÖLÜM – 1922 YILINDA KARADENİZ’DE MİLLİ MÜCADELE DONANMASI’NIN NAKLİYAT FAALİYETLERİ VE ÖNEMLİ DENİZ OLAYLARI

1. Karadeniz’de Gerçekleştirilen Deniz Nakliyâtı 111

2. 1922 Yılının Önemli Deniz Olayları 115

a. Yunan Bandıralı Enosis Şilebinin Ele Geçirilmesi 115

b. Yunan Bandıralı Urania Şilebinin Ele Geçirilmesi 118

c. Türk Deniz Havacılığı Faaliyeti 119

d. Alemdar Römorkörünün Pontus Rum Çeteleri ile Mücadelesi 120

3. Yunanistan’ın Samsun’u Bombardımanı 121

4. Karadeniz’ de Donanmanın Görevinin Sona Ermesi 124

SONUÇ 127

KAYNAKLAR 131

EKLER 140

EK-A Belgeler 140

EK-B Fotoğraflar 153

DİZİN 163

Ege Kıyılarından

ege kıyılarından

Yazar: Halikarnas Balıkçısı

Tan Evi – Sertel Matbaası – Cep Kitapları Serisi- 29

94 Sayfa

Boyut: 10.1 x 14.0

Karton Kapak – 2. Hamur

1939

Açıklama:

Cenup Anadolusunun o masmavi gökü, menekşe denizi, ışığı ve toprakları, çeşit çeşit ağaçlar, yemişler, çiçekler, insanlar medeniyet yetiştirmişti. Bu hikayeler de, o cennet gibi ellerin dağ otlarının, kıyılarının, vahşi kayalarının, harabelerinin ve açık denizlerinin mahsulüdür. Hepsini yine onlara ithaf ederim. HALİKARNAS BALIKÇISI

İçindekiler:

1- Knidos Afroditi

2- Yedi adalardaki Balık Bankası

3-Halikarnas

4- Altmış Altı Bükün oynadığı oyun

5-Hakikatın direkleri

6-Tam Çoban

7-Egenin Öfkesi

8-Etrim Yolunda

9-Dalgıcın Parçaları

 

Gençlik Denizlerinde

gençlik denizlerinde

Yazar: Halikarnas Balıkçısı

Hürriyet Yayınları – Çağdaş Yazarlar

256 Sayfa

Boyut: 11.9 x 19.4

Karton Kapak – 2. Hamur

1.Baskı

1973

Açıklama:

Akdeniz’in ebedi gencinin Halikarnas Balıkçı’sının kitaplara girmemiş 38 hikayesini sunuyoruz.

Yazı ve yaşama ustasının hiç güneş batmayan, yosun kokan, karada palmiyeler, denizde süngerler açan dünyasında dolaşacaksınız.

Bu hikayeler size Akdeniz’in sıcaklığından denizinden ses getirecektir.

70 yıldır durmadan yazan, Anadolu’nun güzelliklerini yorulmadan anlatan Halikarnas Balıkçısı bu hikayeleriyle size daha sıcak, daha güçlü, daha yakın gelecektir.

(Arka Kapak)

 

BİRKAÇ SÖZ

Halikarnas Balıkçısı, duvara not tutar. Torunlarının —Aliye, Cevat, Deniz, Murat, Siren, Kibele ve Derya— boylarını, «Merhaba Apartmanı»ndaki çalışma odasının duvarına renkli kalemlerle işaretler. Böylece, onların zaman içindeki büyümelerini gözlemek ister.

Başka bir örnek: Roman yazmaktadır, diyelim; duvara çeşitli notlar düşer: «Mahmut yaralandı», «Ayşe sevgilisine kaçtı», «Haşmet öldü» vb. gibi. Böylece, kahramanlarının son durumlarını unutmamak; yazdıklarını yeniden okumak zorunda kalmamak ister…

Gelin görün ki, eşi Hatice Hanım, titiz ve temiz bir kadındır. Balıkçının evde bulunmadığı bir sırada, O’nun odasını da boyatıverir. Bir dertlenir ki Balıkçı.

Yaşantısı böyle olan, «Başkalarının çizdiği çizgiden gitmek özgürlüğüme dokunuyor,» diye, çizgili kağıt kullanmayan, 70 yıldır yazan verimli bir yazarın hikâyelerini derlemedeki güçlükten çok ilginçliği belirtmek için aktardık bunları size.

Gazete ve dergilerde çıkmış hikâyelerinin kupürleriyle dolu üç çuval varmış bir zamanlar. Bunlardan ikisi, bodrum katında rutubetten çürümüş. Bir çuvaldaki kupürler, nisbeten okunabilir durumda kalmış, çok şükür.

Hikâyelerinin bazıları eski harflerle, bazıları da değişik yabancı dillerde yazılmış «san yapraklı» defterlere. Bazı hikâyeleri tamamlanmamış. Bazıları, çoğunu kendinin bile unuttuğu takma adlarla yayınlanmış. Bazı hikâyelerini adlarını ya da özlerini değiştirerek çeşitli yerlerde yayınlamış.

Elinizdeki kitap, 3 yıla yaklaşan bir çalışmanın ürünüdür. Hikayeyi buluyor, okuyup tamam olduğunu görüyor; daktilo edip götürüyorsunuz… «Kafam ve zevkim statik değil ki! Bunu değiştirmeliyim!» diyor. Ayni hikayeyi üç kez yazdığı çok oldu.

«Gençlik Denizlerinde»ki hikayeler, 1930’dan bu yana yazılmış ve hiç bir kitabına girmemiş hikayelerinden derlenmiştir Balıkçı’nın. Yazar, 1973’ün başından, kitabın dizgiye verildiği güne kadar, bu hikayeleri gözden geçirmiş, gerekli gördüğü değişiklikleri yapmıştır. önceki kitaplarına —Ege Kıyılarından, Ege’nin Dibi, Gülen Ada, Merhaba Akdeniz, Yaşasın Deniz ve Ege’den— girmemiş hikayelerinden birkaç kitap daha yapılabilir. Derleyen, bu yoldaki çalışmalarını zevkle sürdürmektedir.

«Gençlik Denizlerinde»ki «Barka Reis», «Son Fırtına» daki «Dede Kaptan» ve öteki deniz hikayelerindeki tecrübeli ve babacan denizciler bir bakıma Balıkçının kendidir; hiç değilse yakın dostlarıdır. İlginç bulduğumuz bir olayı aktarmak istiyoruz: Yazar’ı 20 yıla yakın zamandır yakından tanıyan bu satırların yazarı, O’nun ağladığına yalnız bir kez ta-nık olmuştur: Ona «Gençlik Denizlerinde»yi okurken…

Amerika’nın ünlü hikaye dergisi «Short Story International», her yazardan tek hikaye yayınlama geleneğini, yalnız Halikarnas Balıkçısı için bozmuştur. Derginin editörü, Balıkçı’ya yolladığı mektupta: «Bunu yapmış olmaktan gurur duyduk,» diyor.

«Short Story International»da Halikarnas Balıkçısı’mn üç hikayesi yayınlanmıştır: 1964 kış sayısında «Meçhul Askerin Dirilişi», 1965 kış sayısında «Fırıncı’nın Kızı» ve 1965 yaz sayısında «Bir Eşek’in Otobiyografisi».

«Meçhül Askerin Dirilişi», Fairleigh Dickinson University tarafından yayınlanan «The Literary Review»de iki kez basılmıştır. Amerikalı eleştirmenler, bu hikaye için, «Az gelişmiş ülkelerde edebiyatın çok geliştiğini gösteren ilginç bir örnek» deyimini kullanmışlardır.

Halikarnas Balıkçısı, yazılarının başkaları tarafından başka dillere çevrilmesinden pek hoşlanmaz. Böyle bir olayı haber alınca; «Lirizmimi kurutmuş olmasalar bari,» diye hayıflanır. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca vb. yayınlanması istenen yazılarını, kendi, o dillerde yazar. «Kendimi kendim bile tercüme edemiyorum. En iyisi, o dilde yeniden yazmak oluyor.» der.

Fransa’nın ünlü yayın organı L’Astrado‘da çıkan «Altıncı Kıt’a» başlıklı yazısı, kendinin bile ummadığı ölçüde ilgi toplamıştır. Bu yazı yayınlandıktan sonra kendisiyle görüş-meler yapmak üzere Fransa’dan yazarlar, radyo ve televizyon ekipleri gelmiştir.

Bir başka ünlü Fransız dergisi, «Carrefour», Balıkçı’ dan, «Akdeniz’in Ebedi Gençliği» konusunda bir yazı istemişti. Balıkçı: «Derginizde çıkan yazıların 8-10 sayfayı geçmediğini biliyorum. Dilediğiniz kadar kısaltın,» diyerek, 40 sayfalık bir yazı yollamıştı. Derginin editöründen gelen cevabın özeti şöyle: «Yazınızın tek kelimesini çıkarmaya ne kıyabiliriz ne de cesaret edebiliriz. Bir özel sayıda, yazınızın tümünü yayınlama kararındayız.»

Okurlara bir mektup niteliği taşıyan «Birkaç Söz»ü, 85 yaşındaki yazarımızın son çalışmalarını duyurarak bitirelim:

Balıkçı şu sıralar, «Efes» adlı İngilizce bir kitabı bitirdi. «Hey Koca Yurt»u, son derece genişletip tamamlayarak ikinci baskıya hazırlıyor. Bu kitabın sonuna, «Akdeniz’in Ebedi Gençliği» yazısını da ekleyecek. «Hey Koca Yurt»u tamamlayınca, «Anadolu Uluları», «Dünyamızın Başka Bir Dünyadan Görünüşü», «Mersin – İstanbul Postası» gibi kitaplar üzerinde çalışacak.

Hepinize merhaba !..

ŞADAN GÖKOVALI

Pera’nın Limanı Galata

peranın limanı galataYazar: Abuzer Aldoğan

Göl Kitap Yayıncılık

176 Sayfa

ISBN: 978-605-4425-66-2

Boyut: 13.5 x 21.5

Karton Kapak – 1. Hamur

2013

(görsel: golkitap.com, bilgi: golkitap.com, simurg.com.tr)

Açıklama:

“Pera” Rumca “karşı”, “Gala” da Rumca “süt” anlamına gelir. Tarihin akışı içinde isimler değişir; Pera Beyoğlu, Galata Karaköy adını alır.
Galata ve Pera gerek Ceneviz ve Bizans, gerekse Osmanlı Dönemi kalıntıları eşliğinde geçmişi günümüze kadar taşıyıp, tarihi yeni nesillere aktaran eserlerle doludur.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden önce etrafı surlarla çevrili bir Ceneviz kolonisi olduğu antik çağda Galata’nın, etrafı surlarla çevrili küçük bir kasaba olduğu, bünyesinde bir kilise, bir hamam, bir tiyatro, beş değirmen, dört yüz hane ve kırk şehir muhafızı bulunduğu çeşitli kaynaklarda yer almaktadır.
Romalılar döneminde Galata, “denize giden yol” anlamına da gelir. Galata’nın çevre surları İstanbul Osmanlı’ya geçtikten sonra yıkılmış, tekrar yapılmamıştır.
Galata ve Pera, birçok inanç mabedinin yan yana olduğu cami, kilise ve havralarla iç içe pek çok dilin konuşulduğu, kısacası, dili ve dini farklı olduğu halde dostça bir yaşamla doğu-batı kültürünün buluşup harmanlandığı yerdir.
Bu bağlamda; konsolosluklarıyla, galerileriyle, yerli ve yabancı okullarıyla, sanatsal etkinlikleriyle önemli bir kültür merkezidir.

Cezayir’de Türk’ler

korsanlarYazar: Fuad Carım

Sanat Basımevi

122 Sayfa – XXX Görsel

Boyut: 13.6 x 20.0

Karton Kapak – 3. Hamur

1962

Büyük Türk Romanı – Türk Korsanları

Türk KorsanlarıYazar: Aptullah Ziya Kozanoğlu

Türkiye Yayınevi

408 Sayfa

Boyut: 14.1 x 20.1

Karton Kapak – 3. Hamur

1948

Açıklama:

Kızıl Tuğ’dan sonra yazılan ikinci tarih romanımdır. Türk Korsanları’nda romandan ayrılarak daha çok tarihe yaklaştım. Buna da sebep Kızıl Tuğ’u görüp deniz tarihimize ait bir kitap yazmamı istiyen Bahriye mektebi muallimi sayın Feyzi, Ali Haydar Emiri ve muallim Ahmet Halit Beyefendilerin çok kıymetli kütüphanelerini bana açmaları ve el yazması kitaplar vermeleridir. Türk Korsanları bir tarih kitabı değildir. Fakat bir roman da  olamadı. O İngilizlerin daha ortada adı bile geçmiyen bir tarihte İspanyol, Portekiz, İtalyan gibi zamanın deniz kurtlarını önlerine katıp Akdenizden kovan Musolini’nin “Bizim deniz” hülyasını hakikat yapan Anadolunun Akdenize saldığı Türk Korsanlarının destanıdır. Ne zaman Türk Korsanlarını elime alsam kahraman ecdadımın bilgi, cesaret, kuvvet, zenginlik ve büyüklüğü karşısında titrer, saygı ile eğilirim.

Kitabıma modern manasiyle “Türk Korsanları” adı uygun gelmiyecektir. Çünkü Hızır gibi “Hayrettin Şah Cezair Sultanı Tunus” adiyle anılan Cezair, Tunus ve Trablus padişahına bizim anlayışımıza göre “Korsan” demek pek yakışmıyordu. Fakat Katip Çelebi’nin, Naimanın Barbaros Hayrettin Paşadan, Turgutça Paşadan bahsederken “Değerli yarar bir korsan olmakla…” diye iftiharla bahsetmelerine bakılırsa dedelerimiz “Korsan” kelimesini deniz haydudu değil, denizci, gemici kaptan manasına alyor ve kullanıyorlardı. Bu sebepten ben de kitabıma “Türk Korsanları” demeğe mecbur kaldım.

Türk Korsanları’nda Katip Çelebi’ye uyarak Rodos şövalyelerine Hızırı esir düşürdüm. Lüccetül’ebrarda ve Muradının gazavatı Hayreddin Reisinde Rodoslulara Oruç esir düşer. Tarih yazamadığım için Hızırı seçtim. Kitabı bu bakımdan değil, bir kahramanlar destanı olarak okutabilir de Türk korsanlarını yetiştiren Anadoludan tekrar ayni değerde yeni kahramanların yetişmesi için Türk çocuklarının yüreklerinde bir ufak kıvılcım olsun uyandırabilirsem benim için en büyük kazanç bu olacaktır. – Kozanoğlu

Osmanlı İstanbul’unun İlk Yapıları – Hisarlar Ve Mahalleleri

hisarlar ve mahalleleri

Yazar: Süleyman Faruk Göncüoğlu

Türkiye Turing Ve Otomobil Kurumu Yayınları

344 Sayfa

ISBN: 978-975-7641-51-3

Boyut: 16.1 x 24.0

Karton Kapak – Kuşe Kağıt

2016

Açıklama:

ÖNSÖZ

Miladi 1390 itibari ile İstanbul’un Anadolu kıyıları tamamen Türk kuvvetlerinin denetimi altına girmiş, akabinde inşa edilen Anadoluhisarı üzerinden fethin ilk provaları başlamıştır. Takvimler, 1452 senesini gösterdiğinde ise 30.000 m2’lik alan üzerinde dört ay gibi kısa bir sürede inşa edilen Rumelihisarı artık fethin habercisidir.

Boğaziçi’nde karşılıklı yer alan iki hisar, Osmanlı İstanbul’unun en eski yapıları olup ilk Türk mahalleleriyle, askeri başarı kadar sosyal ve iktisadi yapılanmasıyla Türk-İslam Medeniyeti’nin İstanbul’daki inkişafinın başlangıç noktaları olmuştur.

Anadoluhisarı ve Rumelihisarı Osmanlı İstanbul’unun en eski yerleşim yerleri olma hususiyetini bünyelerinde barındırmalarına rağmen maalesef buradaki semtler içerisinde ikamet edenler başta olmak üzere İstanbullular için aidiyet ve sahiplenme duygusunu kazandıracak yazılı eser sayısı bir elin parmaklarını bile geçmemektedir. Her iki kadim hisar hakkında yazılan ilk eserlerden olan ve ilk baskısı 1941 yılında yayımlanan Albert Gabriel’in İstanbul Türk Kaleleri adlı, Tercüman’ın 1001Temel Eser serisi içerisinde Türkçesi de yayımlanan kitap elimizdeki en baş kaynağı teşkil etmektedir. Rumelihisarı’nın 1955-1957 tarihleri arasında gerçekleştirilen onarımı aşamasında görev alan Cahide Tamer’in, yapılan onarımlar ile ilgili aktardığı ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından 2001 tarihinde yayınlanmış olan kitap, son restorasyonu hakkında bilgi kaynağımız olmaktadır. Elinizdeki bu çalışma, İhsan Kesedar’ın “Rumelihisarı” adlı eserinin ardından Anadolu ve Rumelihisarları ile Mahallelerini ele alan ilk müstakil kitap çalışmasını oluşturmaktadır.

Şu gerçek unutulmamalıdır ki, İstanbul tarihi konusunda söylenecek söz, araştırılacak belge ve yazılacak o kadar çok metin var ki, içerisine girdikçe anlaşılmaktadır. Kolay değil üç büyük medeniyete ve imparatorluğa ev sahipliği yapmış şehirden bahsetmekteyiz dünya tarihinde, onsuz bahsedilemeyen. Resulullah Efendimiz’in (s.a.v) hadis-i şerifi ile önemine binaen İslam orduların kızıl elması olması gibi pek çok tarihi ve kültürel değerleri bünyesinde barındıran ilahi dinlere ev sahipliği yapan şehir olan İstanbul hakkında yazılan kitapların hiçbiri son söz değildir. Gün yüzüne çıkan her belge ve bilgi yeni yazılara ve kitaplara yelken açtırmaktadır.

Elinizdeki bu çalışma, yeni araştırmacılara ve İstanbul sevdalılarına derli toplu bir kaynak oluşturma niyetiyle hazırlanmış, zihnimizdeki bilgileri kağıda dökerek sizlerle paylaşmaktan öte bir şey hedeflenmemiştir. Her yönü ve her şeyi ile bu kadim şehrin bize ait olduğunu ve bizlerin de bu şehri gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktaracak emanetçiler olduğumuzu unutmamamız gerektiği düşüncesiyle…
Süleyman Faruk GÖNCÜOĞLU – Rumelihisarı Mayıs 2015

İçindekiler:

TAKDİM 9

ÖNSÖZ 11

I. BÖLÜM ANADOLUHİSARI

-Anadoluhisarı 34

-Anadoluhisarı Camii 52

-Sinaneddin Yusuf Efendi (Muhaşşi) Camii 57

-Otağtepe Namazgâhı 59

-Anadoluhisarı Namazgâhı 62

-Anadoluhisarı Hamamı 62

-Semtin Sıbyan Mektepleri 63

-Anadoluhisarı Nişan Taşları 65

-Anadoluhisarı Şark İdman Yurdu’ndan Anadoluhisarı Gençlik ve Spor Akademisi’ne 68

-İdman Yurdu’nun Kurucuları ve İlk Yönetim Kurulu Üyeleri 75

-Anadoluhisarı’nın Ayrılmaz İkilisi: Küçüksu ve Göksu 76

-Osmanlı Dönemine Değin Göksu 78

-16. ve 17. Yüzyıllarda Göksu 79

-Göksu Deresi 85

-18. 19. ve 20. Yüzyıllarda Göksu 85

-Göksu ve Küçüksu’da Bulunan Tarihi Eserler 93

-Küçüksu Kasrı 93

-Küçüksu (Mihrişah Sultan) Çeşmesi 102

-Küçüksu Camii 106

-Değirmen Mescidi (Göksu Peksimetçi Salih Ağa Camii) 109

-Hacı Zihni Güner Camii 112

-Küçüksu Karakolu 112

-Benlizade Ahmed Raşid Efendi Çeşmesi 113

-Anadoluhisarı Telgrafhanesi 116

-Beykoz’da İlk Plaj; Küçüksu Plajı 117

-Göksu ve Küçüksu ile Özdeşleşen Osmanlı Padişahları 119

-Şiir ve Şarkılarda Göksu-Küçüksu 124

-Anadoluhisarı Tarihinde Önemli Şahsiyetlerden Bazıları 128

-Anadoluhisarı Semtinin Başlıca Yalıları 134

-Sevda Tepesi 144

-Dipnotlar 165

-Kaynakça 169

II. BÖLÜM RUMELİHİSARI

-Rumelihisarı 175

-Bir Boğazkesen Olarak Rumelihisarı 200

-Evliya Çelebi ve Diğer Seyyahlarda Rumelihisarı 204

-Boğazkesen (Rumelihisarı) Mescidi 231

-Ebu’l-Feth, Fetih, Fatih Camii, Kaleiçi Camii 231

-Rumelihisarı, Sultan Abdülaziz ve Ahmed Vefik Paşa 250

-Rumelihisarı (Kayalar) Mezarlığı 251

-İstanbul ve Boğaziçi’nin İlk Türk Şehitliği 255

-Boğaziçi’nde Bilinen İlk Türkçe Kitabe Rumelihisarı Burcundadır 262

-Allah Dostlarının Gezinti Yeri Rumelihisarı 270

-Durmuş Dede ve Tekkesi 270

-Pir-i Yetmiş Kuruş Dede 270

-Duâ Tepe’den Doğa Tepe’ye 272

-Rumelihisarı Mahallesi 276

-Semtin Kadim Mescid, Camii ve Diğer Kültür Varlıkları Mirasımız ile Alakalı Kısa Bilgiler 284

-Bugünün Rumelihisarı Hakkında Birkaç Söz 322

-Dipnotlar 338

-Kaynakça 342

Martin Eden

Martin Eden

Yazar: Jack London

Çevirmen: Erhun Yücesoy

Can Yayınları

496 Sayfa

ISBN: 978-975-07-2174-8

Boyut: 13.5 x 19.5

Karton Kapak – 2. Hamur

2014

(görsel: canyayinlari.com, bilgi: canyayinlari.com, dr.com.tr, eren.com.tr)

Açıklama:

Jack London’ın, kendi hayatından izler taşıyan romanı Martin Eden, denizci bir gencin kişiliğinden ödün vermeden sınıf atlama çabalarını anlatıyor. Zengin bir ailenin kızına âşık olan Martin Eden, ona erişebilmek uğruna kendini ilme ve ünlü bir yazar olma hayaline adıyor; bu hayal uğruna takıntılı denilebilecek bir şekilde varını yoğunu ortaya koyuyor.

Edebiyat tarihinin kuşkusuz en özgün karakterlerinden biri olan Martin Eden, azmi ve zekâsıyla yalnızca işçi sınıfını değil, girmeye çalıştığı burjuva dünyasını da aşıyor. Böylece maskelerin ardında yatanı görüyor, toplumun gerçek yüzünü idrak ediyor. Neticede her iki sınıfa da ait olamamanın yorgunluğu, yazarlık serüveninde çektiği fiziksel ve ruhsal zorluklara eklenince Martin, derin bir yalnızlığa sürükleniyor. Başarı sürecinin haşinliğinin sonunda başarının tatminsizliğiyle karşı karşıya kalıyor.

Jack London’ın başyapıtı olan bu trajik roman, okurlarını tıpkı Martin’in hayatı gibi dalgalı bir yolculuğa çıkarıyor.